“Dünyâda en zor iş nedir efendim?”
23/11/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Seyyid Ahmed Bedevî hazretlerinin kerâmetleri çoktur.
Biri şöyle meselâ:
Bir gün, bu zâtın kabri başında, elleri kelepçeli birine rastladı insanlar.
Şaşkın bir vaziyette idi.
Durmadan etrâfına bakıyordu.
Merak ettiler.
Ve yanına yaklaşıp sordular:
“Arkadaş, nedir senin bu hâlin?”
O da şöyle anlattı:
“Benim çok mühim bir işim vardı.
Bir küffâr memleketine gitmiştim.
İşimi hâlledip, dönüyordum .
Düşman askeri, beni esir aldılar.
Ellerimi kelepçeye vurdular.
Türlü eziyetlere dûçar oldum!
Ne yapacağımı bilemiyordum.
Derken bir büyük velîyi hâtırladım.
Ahmed Bedevî hazretlerini.
İmdât istedim rûhâniyetlerinden.
O anda, nûrlu bir zât geldi.
Mübârek eliyle, tuttu elimi.
Bir de baktım ki, buradayım.
Şaşkınlık içinde etrâfa bakıyordum.
Siz beni görüp yanıma geldiniz.”
Bunları söyledi ve;
“Anladığım tek şey varsa, Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri, Allah'ın sevgili
bir kuludur” dedi.
● ● ●
Bir gün bu zâta sordular:
“Dünyâda en zor iş nedir efendim?”
Cevâbında;
“En zor iş, hakkı bâtıldan ayırmaktır. Yâni hangisi doğru, hangisi yanlış?
Kim sevilir, kim sevilmez? Bunu ayırabilmektir. Bunu da, ancak mürşid-i kâmil
olanlar anlar”
buyurdu.