Dargın olanla, üç gün içinde barışmalıdır...
24/02/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
"Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik
et!"
Şemsüddîn Muhammed İsfahanî hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. 616'da (m.
1219) İran’da İsfahan'da doğdu. Sonra Bağdat'a, Şam’a, nihayet Kahire'ye
giderek ilim tahsil etti. Kahire'de Sâhibiyye Medresesi'nde ders verdi. 688 (9
Ağustos 1289) tarihinde Kahire'de vefat etti. Şöyle anlatır:
Dargın olana, üç günden önce gidip barışmak, daha iyidir. Güçlük olmaması
için, üç gün müsaade edilmiştir. Daha sonra günah başlar ve gün geçtikçe artar.
Günahın artması, barışıncaya kadar devam eder. Hadis-i şerifte, (Sana darılana
git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!) buyuruldu.
(Esselâmü aleyküm) diyene on sevap verilir. (Esselâmü aleyküm ve
rahmetullah) diyene yirmi sevap verilir. (Esselâmü aleyküm ve rahmetullah ve
berekâtüh) diyene otuz sevap verilir. Cevap vermekte de böyledir. Üç
günden fazla dargın duran kimse, şefaat olunmazsa, affolunmazsa, Cehennemde
azap görecektir.
Günah işleyene, ona nasihat olmak niyeti ile hicr eylemek, câizdir, hattâ
müstehabdır. Allahü teâlâ için darılmak olur. Hadis-i şerifte, (Amellerin,
ibâdetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillâh ve buğd-i fillâhdır) buyuruldu. Hubb-i
fillâh, Allahü teâlâ için sevmek demektir. Buğd-i fillâh, Allahü teâlâ için
sevmemek, dargın olmak demektir...
Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma sordu: "Benim için ne yaptın?"
dedi. "Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, ismini çok
zikreyledim" deyince, Allahü teâlâ, "namaz, sana burhandır. Kötü
iş yapmaktan korur. Oruç, kalkandır. Cehennem ateşinden korur. Zekât da, mahşer
yerinde gölge verir, sana rahatlık verir. Zikir, mahşerde karanlıktan kurtarır,
ışık verir. Benim için ne yaptın?" buyurdu. "Yâ Rabbî! Senin için
olan işin ne olduğunu bana bildir" diye yalvarınca, "Yâ Mûsâ!
Dostlarımı sevdin mi? Düşmanlarımdan kesildin mi?" buyurdu. Mûsâ
aleyhisselâm, Allahü teâlânın en çok sevdiği ibâdetin, hubb-i fillâh ve buğd-i
fillâh olduğunu anladı...
Günah işleyeni, kabahat yapanı uzun zaman hicr eylemek câizdir. Ahmed bin Hanbelin haramdan geldiği bilinen hediyeyi kabul ettikleri için amcasını ve oğullarını hicr eylediği meşhurdur. Resûlullah, Tebük gazâsına gelemeyen üç kişiyi ve zevcelerini hicr eylemiştir.