"Nefsini tanıyan, Rabbini tanır..."
24/03/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan
Hatıralar...
Sevgi tanımakla olur. Tanımak ne kadar çok ise, sevgi de o kadar çok olur. Rabbini bilen elbette O'nu sever.
Ahirette en çok
mesut olanlar, Allahü teâlâyı en çok sevenlerdir. Ahiret demek, Allahü
teâlâya kavuşmak saadetine ermek demektir. Uzunca bir hasretten sonra ebediyyen
sevgilisine kavuşmaktan daha büyük sevinç ne olabilir?
Herkes kendi
varlığının hiç yok olmadan devam etmesini ister. Kendini ve Rabbini bilen,
kendi varlığının elinde olmadığını bilir. Bunun Allahü teâlânın dilemesiyle var
olduğunu da çok iyi bilir...
Varlıkların tamamı
O'nun kudretiyle vardır. Hiç kimse kendi kendini yaratıp, hayatını devam
ettiremez. O hâlde kişi, kendini yaratan, yaşatan ve çeşitli nimetler veren
Rabbini sevmelidir. Sevmiyorsa, yaratılışını bilmediğinden ve cehâletindendir.
Çünkü sevgi, marifetin yani tanımanın meyvesidir. Tanımadan sevgi olmaz.
Sevgi tanımakla olur. Tanımak ne kadar çok ise, sevgi de o kadar çok olur.
Rabbini bilen elbette O'nu sever. Kendini seven O'nu yaratanı sevmemesi
düşünülemez. Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Nefsini tanıyan,
Rabbini tanır.)
Cafer-i Sadık
hazretlerine "Dualarımız neden kabul olmuyor?" diye sormuşlar, o
mübarek de şöyle cevap vermiş: "Siz tanımadığınızdan bir şeyler
istiyorsunuz da ondan. Rabbinizi tanısaydınız dualarınız kabul
olunurdu!.."
Kavuştuğumuz bütün
nimetler maddi veya manevî bildiğimiz veya bilemediğimiz bunların tamamını
Rabbimiz, bizim için yaratmış, çeşitli vasıtalarla da bizlere ulaştırmıştır.
Kimden gelirse gelsin gönderen O'dur...
Bütün insanlar kendine
iyilik edeni sever. Bütün kalbimizle Allahü teâlâyı sevmeliyiz.
Eshâb-ı kirâmdan
(aleyhimürrıdvân) Ebû Huzeyfe, kız kardeşini kölesi Salim ile evlendirdi.
Bundan dolayı kendisini ayıplayanlar oldu. Dediler ki:
"Siz çok asil bir
ailesiniz, kardeşinize çok talipler çıkabilirdi, enişteniz bir köle
olmamalıydı!.."
Ebû Huzeyfe
(radıyallahü anh) onlara şöyle cevap verdi:
"Salim, benim
kardeşimden daha üstündür. Ben kendi kulaklarımla Peygamber Efendimizden
duydum. Buyurdular ki: Kim Rabbini bütün kalbi ile seveni görmek
istiyorsa Salim'e baksın."
***
Herkes, Rabbini
sevdiğini iddia eder; fakat bu iddia ne kadar doğrudur? Muhabbet bir
kalp işidir, ancak haricî alâmetleri ile anlaşılır. Sevginin gerçek
olabilmesi için, sevdiğinizin sevdiklerini sevmek, sevmediklerini de sevmemek
lazımdır.
İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirrûh) buyurdular ki: "İmanın şartı altıdır. Bu altı şartın geçerli olabilmesi için bir şart daha vardır! O da hubb-i fillah ve buğd-i fillahtır. Yani Allahü tealanın sevdiklerini sevmek sevmediklerini sevmemektir…"