''Sizin peygamberiniz doğru söylemiş...”
24/04/2020 Cuma Köşe yazarı V.T
''Rabbimiz, sevgili Peygamberimize İslâmiyeti bütün dinlere hâkim
kılacağını vadetti.''
Muhammed bin Nasır Sellâmî hazretleri Hadis hafızıdır. 467'de (m. 1075) Bağdat'ta
doğdu. Önceleri Şafiî mezhebine mensup iken gördüğü bir rüya üzerine Hanbelî
mezhebini seçti. İbn-i Nasır 550'de (m. 1155) Bağdat'ta vefat etti. Şöyle
nakleder:
Hatıb bin Ebî Belte’a anlatır: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem) beni, Mısır kralı Mukavkıs’a elçi olarak gönderdi. Mısır’a gittim ve
geldim. Hazreti Ebû Bekr’in vefâtından sonra, Hazreti Ömer de (radıyallahü
anhüma) beni Mukavkıs’a elçi olarak gönderdi O sırada, Rumlar ile yaptığımız
Yermük Savaşı devam ediyordu. Neticeyi bilmiyordum. Götürdüğüm mektûbu
Mukavkıs’a teslim ettim. Mukavkıs, “Rumların, Arabları öldürüp hezimete
uğrattığını biliyor musun?” dedi. Ben, “Hayır” deyince, “Niçin?” dedi. Ben de,
“Çünkü, Rabbimiz, sevgili Peygamberimize İslâmiyeti bütün dinlere hâkim kılacağını
vadetti. O, vadinden dönmez” dedim. O zaman Mukavkıs, “Hakîkaten Arablar
Rumları, Ad kavmi gibi kılıçtan geçirdiler. Peygamberiniz doğru söylemiş...”
dedi. Bundan sonra Mukavkıs bana, Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerini sordu.
Onlar için hediyeler verdi. Resûlullahın amcası Abbâs’a (radıyallahü anh) da
hediyeler gönderdi. Hazreti Ömer’e durumu bildirdikten sonra, onun emrine
girdim. Hazreti Ömer, devlet memûrlarına maaşlarını tayin ederken, benim
maaşımı da Adiy bin Ka’b oğullarının arasına yazdı...
***
Muhammed bin İbrâhim et-Teymî (radıyallahü anh) anlattı: Abdullah
(radıyallahü anh) Müzeyneliydi. Abdullah, küçük yaşta yetim kalmıştı. Amcası
onu kucağında büyüttü. Ona her zaman çok iyi davranırdı. Abdullah’ın
(radıyallahü anh) Müslüman olduğunu işitince, ona çok kızdı. Üzerinden
elbisesini bile soydu. Bunun üzerine Abdullah, annesinin yanına gitti. Durumu
anlatınca, annesi kendi çizgili entarisini bozarak oğluna iki parçadan meydana
gelen bir elbise dikip giydirdi. Ertesi gün, Peygamber efendimiz Abdullah’a
(radıyallahü anh), “Sen Zülbicâdeyn (iki parçalı elbisesi
olan) Abdullah, kapımdan ayrılma” buyurdular. O da Resûlullah
efendimizin kapısından hiç ayrılmadı...
Abdullah (radıyallahü anh) bir gün kapıda yüksek ses ile Allahü teâlâyı zikrediyordu. Hazreti Ömer bunu görünce, “Abdullah acaba yüksek sesle zikir yaparak gösteriş mi yapıyor?” diye sorunca, Peygamber efendimiz “Hayır, samîmi olarak yalvarıp yakaranlardan birisi” buyurdular...