"Ondan daha sevgili hiç kimse yaratmadım"
24/05/2021 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Âdem aleyhisselam şöyle dua etti: "Yâ Rabbî! Beni, Muhammed
aleyhisselâm hürmetine affeyle!"
Nasr bin İbrâhîm Makdisî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir. 407 (M. 1016)’da
Filistin’de Nablus’ta doğdu. İlim tahsili için Gazze, Kudüs, Diyarbekir ve
Silvan’a gitti. İmam-ı Gazâlî hazretleri burada Makdisî’nin fıkıh derslerine
katılmış ve münazaralarda bulunmuştur. 490 (m. 1096)’da Şam’da vefat etti.
İslâm âlimleri, her zaman Resûlullah efendimizi “sallallahü aleyhi ve
sellem” vesîle ederek, Allahü teâlâdan lütuf ve merhamet dilemişlerdir.
İnsanların babası yeryüzüne indirildiği vakit, (Yâ Rabbî! Beni, Muhammed
aleyhisselâm hürmetine affeyle!) demişti. Allahü teâlâ, bu duâyı kabul
buyurmuştu ve (Sen, sevgili Peygamberim olan Muhammed aleyhisselâmı nereden
biliyorsun? Ben Onu daha yaratmadım!) buyurunca, (Beni yarattığın zaman, başımı
kaldırır kaldırmaz, Arş-ı ilâhînin kenârlarında (Lâ ilâhe illallah, Muhammedün
resûlullah) yazılı olduğunu görüp, Muhammed aleyhisselâmın yaratılmışların en
üstünü olduğunu anladım. Muhammed aleyhisselâmı herkesten çok sevmemiş
olsaydın, Onun ismini, kendi adının yanına yazmazdın) dedi. Allahü teâlâ da,
(Ey Âdem! Doğru söyledin. Muhammed aleyhisselâmı çok severim. Ondan daha
sevgili, hiç kimse yaratmadım. Onu yaratmak istemeseydim, seni yaratmazdım.
Onun hürmeti için af dileyince, duânı kabul edip, seni affettim) cevabını
verdi...
Âmâ bir kimse, gözlerinin açılması için Resûlullahtan duâ istedi.
Resûlullah (İstersen duâ ederim. Fakat, sabredip katlanırsan, senin için daha
iyi olur) buyurdu. (Sabretmeye gücüm kalmadı. Duâ etmeniz için yalvarırım)
dedi. (Öyle ise, abdest alıp şu duâyı oku!) buyurdu. O kimse, o duâyı
okuyunca, Allahü teâlâ kabul buyurarak gözlerinin açıldı. Osman bin Hanîf diyor
ki:
Osman bin Affân halîfe iken, büyük sıkıntısı olan bir kimse, Halîfenin karşısına çıkmaya utandığı için, bana dert yanmıştı. Ben de, hemen abdest al! Mescid-i saadete git! Şu duâyı oku diyerek, yukarıda yazılı kimsenin okuyarak gözlerinin açıldığı duâyı okumasını söyledim. Adamcağız, duâyı okuduktan sonra, Halîfenin bulunduğu yere gider. Halîfeye çıkarılır. Halîfe, bunu seccâdesi üstüne oturtup, derdini dinler ve kabul eder. Adamcağız, işinin birdenbire yapıldığını görünce sevinerek, Osman bin Hanîf'i bulup, (Allahü teâlâ senden râzı olsun! Halîfeye sen söylemeseydin, sıkıntıdan kurtulamıyacaktım) der. Osman bin Hanîf ise, (Ben Halîfeyi görmedim, işinin çabuk yapılması, sana öğrettiğim duâdandır. Resûlullah, o duâyı bir âmâya öğretirken işitmiştim. Vallahi âmânın, Resûlullahtan ayrılmadan önce, gözleri açılmıştı) dedi.