Hazret-i Ali kin mi beslerdi?
24/07/2021 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Hazret-i Ömer, halife iken, hazret-i Ali’nin kızı Ümm-i Gülsüm ile evlendi.
Sual: Hazret-i Ali, hazret-i Ömer’i sevmez Ona düşmanlık, kin
beslerdi diyenlere ne demelidir?
Cevap: Hazret-i Ömer, halife iken, hazret-i Ali’nin kızı Ümm-i Gülsüm ile
evlendi. Hazret-i Ömer’in Ümm-i Gülsüm’den bir oğlu ve bir de kızı oldu.
Böylece hazret-i Ömer, hazret-i Alî ile hazret-i Fâtıma’nın damadı oldu ve
aralarında eskiden beri bulunan sevgi bir kat daha arttı. Gece gündüz demeden,
Müslümanların işlerine yardım yolunu birlikte ararlardı. Bu kadar yaklaştılar
da, hazret-i Ali’nin kini, düşmanlığı yine gitmedi mi? Böyle söylemek, yüce
imama karşı ne büyük iftiradır.
Paşa, vezir olmuş bir zat Bektaşilik ismi altında gizlenen Hurufîlik yoluna
sapmıştı. Sonra, aklı başına gelip, tövbe etti. Niçin ve nasıl tövbe ettiği
sorulunca şöyle anlattı:
“Bu sahte Bektaşilerin çok kıymet verdikleri bir kitapta, hazret-i Ömer’e
kâfir deniliyor. Hazret-i Ali, nasıl oluyor da, bir kâfire kızını veriyor diye
sorulmasını önlemek için de diyorlar ki:
-Bir gün halife Ömer, hazret-i Abbâs’ı çağırır. Hazret-i Ali’nin kızını
almak istediğini söyler. Sen yaşlısın, kız ise, çok gençtir. Bu iş nasıl olur
derse de halife hemen, bu düşüncemi Ali’ye de söyledim. O da senin dediğin gibi
cevap verdi. Git kendisine söyle! Eğer, kızını bana vermezse, iki yalancı şahit
bulup, Ona karşı bir dava açarım. Onun hırsız olduğuna karar vererek, elini
keserim der. O da, korkusundan, kızını Ömer’e verir…
Kitapta bunu okuyunca, kendi kendime sordum. Bir zalim, beni sıkıştırıp,
kızını bir kâfire vereceksin. Eğer, ona vermezsen seni öldürürüm dese,
öldüreceğini iyi bildiğim hâlde ve günahı çok, yüzü kara bir kimse olduğum
hâlde, ölümü göze alır, kızımı kâfire veremem, dedim. Hazret-i Ali, Allah’ın
arslanı, Resulullah efendimizin sevgilisi olduğu ve günahtan, ayıptan tertemiz
olduğu hâlde, böyle şüpheli bir sıkıntı çekmek korkusu ile Resulullah
efendimizin torunu olan sevgili kızını, İslamiyet’in yasak ettiği, habis, pis
yere atamayacağını anladım. Aklım başıma gelerek, temiz bir tövbe ettim.
Hurufîlikten kurtuldum.
Bağdat valiliğinde bulunmuş bir vezir, hazret-i Ömer’in bu evlenme işini, bir Acem’den sorar. O da, sıkılmadan, hazret-i Ali’nin kerimesi için, ağza alınmayacak kötü, çirkin sözler söyleyip, oradan sıvışıp gider…