En akıllı insan kimdir?
24/11/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
Akıllı adam, güzel bir hayat
yaşamayı gaye edinir, kısa da olsa ömrünü iyi değerlendirir. Kendisine,
ailesine, memleketine hizmet eder.
İnsanlar sahip oldukları nimetleri çoğunlukla "az" görürler.
Beğenmez ve daha "çok" olmasını
isterler.
Bir kimse İstanbul'un tapusuna sahip olsa, bununla yetinmeyip
gözünü bir başka ilin de tapusuna diker. İnsanın gözünü ancak "toprak" doyurur.
Bu husus şu beyitte ne kadar güzel ifade edilmiştir: "Altından
ağacın olsa, gümüşten yaprak/Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak..."
Kanâat de olmayınca zengin olmak mümkün değildir... Bir adam
İbrahim bin Edhem hazretlerine gelir ve kendisine bir cübbe hediye etmek ister.
O da "Bir
şartla kabul ederim. Zenginsen tamam, fakirsen kabul edemem!" buyurur.
Adam da "ben zenginim" diye cevap verir. İbrahim bin Edhem hazretleri
sorar: "Ne kadar servetin var?" O
da "ikibin dinar" der. "Peki sen bunun dört bin olmasını
ister misin?" O da "elbette" diye cevap
verir. Bunun üzerine "Cübbeni kabul edemeyeceğim, çünkü
sen fakirsin, daha gözün doymamış" diye karşılık
verir...
Fakat ne hikmetse; insanlar kendi akıllarını çok beğenir ve
bununla yetinirler. Artırılmasını pek isteyen çıkmaz.
Dualarında "Ya Rabbi aklımı artır!" diyen
çok az insana rastlanır. Akıllar taksim edildiğinde, en çok kendisine verildiğini
zanneder!
Bir gün sevgili Peygamberimize (sallallahü aleyhi vesellem)
sordular: "En kıymetli insan kimdir ya Resulallah?"
Cevaben buyurdular ki: (Takvâsı en çok olan, ibadetlerini yapan
ve haramlardan sakınandır.)
Daha sonra; "En akıllı insan kimdir?" diye
sorduklarında ona da şöyle buyurdular: (Ölümü en çok hatırlayan ve ölümden
sonraki hayat için çalışandır.)
Bir gün Peygamber efendimiz Ebudderda'ya (radıyallahü anh)
şöyle buyurur: (Aklını artır, Rabbine yakın
olursun.) Ebudderda hazretleri sorar: "Aklımı nasıl
artırayım?"
Ona da şöyle cevap verirler: (Farzları yapar, haramlardan sakınırsan
akıllıca hareket etmiş olursun.)
İnsanoğlu kendisine bahşedilen "akıl" ile
dünyadaki diğer varlıklara hâkim olabilmektedir. Hayvanlarda "akıl" olmadığından,
hayatlarında bir değişme, bir gelişme olmamaktadır. Fakat insanlarda durum
çok farklıdır. Her geçen gün biraz daha ilerleme elde ediliyor. Yüz sene önce
vefat etmiş bir kimse dirilip günümüz dünyasına baksa, hayretler içinde kalır,
gözlerine inanamaz.
Aklımızı kullanırsak dünyada da, ahirette de saâdete kavuşuruz.
Tebâreke sure-i celilesinin şu ayeti kerimesi (meâlen) "Dediler
ki; eğer bize anlatılanlara kulak verseydik ve aklımızı kullansaydık, bu azabı
çekmezdik" her şeyi açıklıyor.
Akıllı insan, ahiret hayatını dünya hayatından daha önemli
görür. Birisi, geçici, fani, rüyâ gibi bir hayat, diğeri ise ebedi ve sonsuz.
Akıllı adam, güzel bir hayat yaşamayı gaye edinir, kısa da olsa
ömrünü iyi değerlendirir. Kendisine, ailesine, memleketine, milletine hizmet
eder.
Hasılıkelam; akıllı adam, dostunu düşmanını tanır. En büyük düşmanının nefis ve şeytan olduğunu bilir ve onlardan sakınır...