Yüksek derecelere kavuşan talebe...
25/01/2020 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Talebe hocasına
dili ile saygılı olduğu gibi, söylediğini de kalbinden reddetmemelidir.”
Ebû Ali Fârmedî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Silsile-i aliyye
denilen evliyanın sekizincisidir. 433 (m. 1042) senesinde İran’da Horasan’da
doğdu. Zâhirî din ilimlerini, Ebü’l-Kâsım Kuşeyrî hazretlerinden öğrendi.
Tasavvuf ilminde yüksek derecelere kavuşması iki vasıta ile olmuştur. Birisi
Ebü’l-Kâsım Gürgânî-i Tûsî diğeri de Ebü’l-Hasen-i Harkânî’dir.
Ebû Ali Fârmedî hazretleri, hem İmâm-ı Gazâlî, hem de Yûsuf-i Hemedânî
hazretlerinin hocası idi. Her ikisi de ondan istifâde ederek kemale gelmiş,
yüksek derecelere kavuşmuştur. 478 (m. 1085) senesinde vefât etti. Kabri Tûs
yani Meşhed şehrindedir...
Ebû Ali Fârmedî buyurdu ki: "Talebenin hocasına karşı dili ile saygılı
olması gerektiği gibi, söylediğini kalbinden de reddetmemelidir.” Bununla
ilgili şu rüyâsını anlatır:
Hocam Ebü’l-Kâsım Gürgânî’ye bir rüyâmı anlattım ve ona, “Senin bana
rüyâmda şöyle böyle dediğini gördüm ve niçin böyle yaptığını sordum” dedim.
Hocam, bunun üzerine bir ay benimle konuşmadı ve “Eğer içinde benim söylediklerimi
reddetmek duygusu ve cevap almak arzusu olmasa, rüyânda bana bunu bu şekilde
sormazdın” dedi.
Bir gün bana bir hâl olmuştu. Kendimden geçtim. Bu hâl içinde sanki yok ve fark
edilmez oldum. Bu hâlimi hocama anlattım. “Ey Ebû Ali! Benim gönül kuşum,
buradan yukarısını bilemez” buyurdu. Ben de kendi kendime, beni bu makamdan
ileri götürecek bir mürşide (rehbere) ihtiyâcım var, diye düşündüm. Bunun
üzerine bir müddet geçti. Gün geçtikçe bu hâl artardı. Bu sırada Ebü’l-Kâsım
Gürgânî’nin ismini işitmiştim. Tûs şehrine hareket ettim. Evini bilmiyordum.
Şehre gelince sordum. Yerini tarif ettiler, gittim.
Talebelerinden bir cemâatle mescidde oturuyorlardı. Ben de iki rek’at mescidi
ziyâret namazı kılıp, önüne diz çöktüm. Şeyhin başı önüne eğikti. Başını kaldırdı
ve “Gel, ey Ebû Ali!” buyurdu. Vardım, selâm verip oturdum. Manevî hâllerimi
anlattım. “Evet... Başlangıcın mübârek olsun! Henüz bir dereceye kadar
erişmişsin, ama terbiye görürsen, yüksek derecelere erişeceksin” buyurdu. Ben
de gönlümde, “Benim rehberim budur” dedim. Yanında kaldım. Uzun müddet nefsimin
terbiyesini emrettikten sonra, yüksek manevî derecelere kavuşturdu. Cemâatini
toplayıp, kızını bana nikâh etti... Kalbimde hasıl olan aşk ve şevk ziyadesiyle
artmıştı. Bu arzumun çokluğu sebebiyle, Ebü’l-Hasen-i Harkânî hazretlerinin
sohbetine kavuştum. Hizmetinde bulundum. Nihâyetsiz feyizlere, manevî zevklere
eriştim.