İslâmda cömertliğin önemi...
25/01/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
“Şeytân, sizi fakîrleşirsiniz diye korkutup, cimriliği, çirkin şeyleri
emreder, sadaka verdirmek istemez..."
Güzel huylardan biri olan “Cömertlik”, Arapçada “cûd”,
“sehâ” ve “sehâvet” kelimeleriyle ifâde edilir;
cimriliğin zıddıdır.
Bunu belirttikten sonra, şimdi, asıl konumuza girmeden önce “Cömertlik”in
bir tarifini yapalım:
“Cömertlik: Hiçbir karşılık beklemeden ihsânda, bağışta bulunmak, eli
açık olmak; parayı, mâlı hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezzet
almak; İslâmiyetin emrettiği yerlere seve seve vermek; dînin, vicdânın ve
mürüvvetin (yanî insanlığın) vermeyi emrettiği yerde vermek kendisine zor
gelmemek” şeklinde tarif edilmiştir.
Cömertlik, iyi huyların en yükseklerinden olup âyet-i kerîmelerde ve
hadîs-i şerîflerde övülmüştür. Kur’ân-ı kerîmde, birçok âyet-i
kerîmede hakîkî müminlerin, müttekîlerin, takvâ ehli
insanların vasıfları sayılırken, onların birr, infâk,
ihsân, ikrâm yaptıkları, sadaka verdikleri, hayrât ve hasenât sâhibi
oldukları zikredilmiştir:
Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı hakîminin hemen başında, Bakara sûresinde şöyle
buyurmaktadır:
“Onlar, gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık
olarak verdiklerimizden infâk ederler.” (Bakara, 3)
“Sana, neyi infâk edeceklerini sorarlar. De ki: Hayır olarak infâk
edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmış
kimseleredir. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir.” (Bakara, 215)
“Ey îmân edenler, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefâatin
olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infâk edin.
Kâfirler, onlar zulmedenlerdir.” (Bakara, 254)
“Mallarını Allah yolunda infâk edenler, sonra infâk ettikleri şeyin
peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri, Rableri katındadır, onlara
korku yoktur ve onlar mahzûn da olmayacaklardır.” (Bakara, 262)
“Şeytân, sizi fakîrleşirsiniz diye korkutup, cimriliği, çirkin şeyleri
emreder, sadaka verdirmek istemez. Allah ise, kendi lutfundan size mağfiret ve
bol nimet vadediyor. Allah'ın ihsânı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.” [Bakara, 268]
“Onlar ki, mallarını gece-gündüz; gizli-açık infâk ederler. Artık bunların
ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzûn da
olmayacaklardır.” (Bakara, 274)
(Ayrıca Bakara sûresinin 263, 264, 267, 271, 273, 276. âyet-i kerîmelerinde
de bu konuya temâs buyurulmuştur.)
Âl-i İmrân sûresinde ise şöyle buyurulmaktadır:
“Sevdiğiniz şeylerden infâk edinceye kadar aslâ iyiliğe eremezsiniz. Her ne
infâk ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Âl-i İmrân, 92)
“Onlar, bollukta da, darlıkta da infâk edenler, öfkelerini yenenler ve
insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik
yapanları sever.” (Âl-i İmrân, 134)
“Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden
infâk ederler.” (Enfâl, 3)
(Nisâ 38, 39 ve 114’te de bu konu mevzû-i bahis edilmektedir.)
Bu konuda daha birçok âyet-i kerîme vardır; biz, sâdece birkaç örnek vermiş olduk, onlardan bir kısmına da diğer makâlelerimizde temâs edelim inşallah...