Çok gülmek kalbi karartır!
25/01/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
Lâtife tatlıdır ama belli bir ölçüde olursa. Şakayı tuza benzetmişler; hiç
olmazsa yemeğin tadı olmaz, çok olursa yenmez!..
Şakalaşmak güzeldir. Lâtife tatlıdır ama belli bir ölçüde olursa. Şakayı
tuza benzetmişler; hiç olmazsa yemeğin tadı olmaz, çok olursa yenmez!..
Düşmanlıkların çoğu, aşırı şakalaşmaktan meydana gelir. Buna, zaman zaman
hepimiz şahit oluruz. Bazen dinleyenleri daha çok güldürebilmek için
lâtifelerdeki ölçüyü kaçırıyoruz. Bu da senelerce sürebilen bazı kırgınlıklara,
küskünlüklere sebep olabilmektedir.
Çok gülmek kalbi karartır. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Benim
bildiğimi bilmiş olsaydınız, çok ağlar, az gülerdiniz.)
Abdullah bin Abbas buyuruyor ki: "Gülerek günah işleyen
ağlayarak Cehenneme girer."
***
Hasan-ı Basri hazretleri bir genci, kahkaha ile gülerken görür ve ona der
ki:
-Sana birkaç soru soracağım. Birincisi: Bu dünyaya biz
kalmak için gelmedik, misafiriz. Bir gün buradan göçüp gideceğiz, belki de pek
yakında. İmanla son nefesini veremezse bir kul ebedi cehennemde kalacak ve
sürekli yanacaktır. Dünyadaki yanmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsun ki,
üç-beş dakika sürer, insan ölünce artık acı duymaz. Ama oradaki yanma öyle
birkaç dakika, birkaç saat, birkaç günle bitmiyor. Üstelik cehennem ateşi ile
dünyadaki ateş de mukayese edilemez.
Sen, imanla son nefesini vereceğini garanti edebildin mi?
Genç, "hayır" diye cevap verir.
İkinci sorum: Kabirde Münker ve Nekir isimli meleklerin soracakları suâllere doğru
cevap verebileceğinden emin misin? Genç, o soruya da "hayır" diye
cevap verir.
Üçüncüsü: Kıyamet günü çok sıkıntılı bir gündür. Çocukları ihtiyarlatır! O gün
amel defterlerimiz dağılır, hesabı iyi çıkmayanlar, herkesin gözü önünde
cehenneme atılır ve cayır cayır yanarlar.
Senin hesabının iyi çıkacağına ve cehennemden kurtulacağına dair bir haber
mi aldın?
Genç, o soruyu da "hayır" diye cevaplandırır.
-Öyle ise neden böyle kahkaha ile gülüyorsun? diye o genci ikâz eder. Ve
derler ki; o gencin artık kahkaha ile güldüğünü kimse görmedi.
***
Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) da bazen lâtife yaparlardı; ama
ölçülü...
Mesela bir gün yaşlı bir hanım yanlarına gelir ve cennete girebilmesi için dua
ister. Onlar da; "İhtiyarlar cennete girmez" diye
cevap verir. Bunun üzerine ihtiyar hanım ağlamaya başlar, sonra
kendisine, "İhtiyarlar, ihtiyar olarak cennete girmezler,
gençleşir ve öylece cennete girerler" buyurmaları ihtiyarı
sevindirir...
Bir başka gün birisi gelir sevgili Peygamberimizden binmek için bir deve
talep eder. O da, "Sana bir deve yavrusu getirelim ona
binersin" buyurur. O kişi, "deve yavrusu beni taşıyamaz
ki" der. Bunun üzerine âlemlere rahmet olarak gönderilen zat, lâtife
yaptığını işaretle buyurur ki: "Bütün develer, deve yavrusu değil
midir?"