Muvaffak olmak için ne lâzım?
25/04/2022 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Hazret-i Ömer radıyallahü anh,
ordu tertip edip cihâda sevk eder.
Komutan Sa'd bin Ebî
Vakkas'tır.
Ancak düşman çok
güçlüdür.
Halîfe mektup yazar.
Ve gönderir komutana:
Mektupta;
“Yâ Sa'd, düşmandan
korkma, Allah’tan kork. Askerin arasında günah işleyen varsa, onu ordudan at.
Yoksa sana imdâd-ı ilâhî erişmez” diye yazmıştır.
● ● ●
Bir gün de Hazret-i
Ömer, bir kaleyi muhâsara eder, kuşatır.
Ama kale düşmez.
Uğraşırlar didinirler.
Bir türlü
düşüremezler.
Hazret-i Ömer;
“Ey Gâziler! Bu kale
çoktan düşmeliydi. Düşmediğine göre, aramızda bir günah işleyen var. Her kimse
vazgeçsin o günahtan” der.
Gâziler üzülür ve
ağlaşırlar!
Herbiri kendinde arar
bu hatâyı.
Nihâyet erlerden biri
arz eder ki:
“Suçlu benim efendim!”
Sorar halîfe:
“Ne günah işledin?”
“Bir gece teheccüde
kalktım. Karanlıkta misvakımı bulamadım. Misvaksız aldığım abdestle namaz
kıldım. Lütfen affedin” der.
Hazret-i Ömer buyurur
ki:
“Peki evlâdım! Tövbe
et. Bir daha terk etme bu sünneti.”
O er, “Başüstüne” der.
Ve ilk hücûmda kale düşer.