Allah korkusundan ağlayanlar yanmaz!
25/09/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlâdan
korkmalı, Onun rahmetinden ümit kesmemelidir. Ümit, korkudan çok olmalıdır!"
Molla Atâullah Efendi
Sultan İkinci Selîm Hanın hocasıdır. İzmir'e bağlı Ödemiş kazâsının Birgi
beldesindendir. Zamânının âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsîl etti. Çeşitli
medreselerde müderrislik yaptı. Sultan İkinci Selîm Han Şehzâde iken hocalığı
ile vazîfelendirildi. Selîm Han tahta geçince, Atâullah Efendiyi câmilerde
halka vaaz ve nasîhat etmesi için vazîfelendirdi. 1571 (H.979) senesinde
İstanbul'da vefât etti. Bir vaazında şöyle anlattı:
“Allahü teâlâdan
korkmalı, Onun rahmetinden ümit kesmemelidir. Ümit, recâ, korkudan çok
olmalıdır. Böyle olanın ibâdetleri zevkli olur. Gençlerde korkunun daha fazla
olması, ihtiyârlarda recânın daha fazla olması lâzımdır denildi. Hastalarda
recâ fazla olmalıdır. Korkusuz recâ ve recâsız korku câiz değildir. Birincisi
emîn olmak, ikincisi Ümitsiz olmaktır. Hadis-i kudsîde, (Kulumu, beni
zannettiği gibi karşılarım) buyuruldu.
Zümer sûresindeki
elliüçüncü âyet-i kerimesinde meâlen, (Allah bütün günahları affeder. O
gafûrdur, rahîmdir) buyuruldu. Bunlardan, recânın fazla olması lâzım geldiği
anlaşılmaktadır. (Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez) ve (Benim
bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız) hadis-i şerifleri de, havfın,
korkunun fazla olması lâzım geldiğini göstermektedir.”
“Hadis-i şerifte,
(Başkalarına gösteriş için namazını güzel kılan, yalnız olduğu zaman böyle
kılmayan, Allahü teâlâyı tahkîr etmiş olur) ve (Sizde bulunmasından en çok
korktuğum şey, şirk-i asgara yakalanmanızdır. Şirk-i asgar, riyâ demektir) ve
(Dünyada riyâ ile ibâdet edene, kıyâmet günü, ey kötü insan! Bugün sana sevap
yoktur. Dünyada kimler için ibâdet ettin ise, sevaplarını onlardan iste denir)
ve (Allahü teâlâ buyuruyor ki: Benim şerîkim yoktur. Başkasını bana şerîk
eden, sevaplarını ondan istesin. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü
teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder) buyuruldu.
İbâdet, Allahü
teâlânın rızasına kavuşmak için yapılır. Başkasının muhabbetine, ihsânına
kavuşmak için yapılan ibâdet, ona "tapınmak" olur! Allahü
teâlâya ihlâs ile ibâdet etmemiz emrolundu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Allahü teâlânın
birliğine îman edenden ve namazı ve zekâtı ihlâs ile yapandan Allahü teâlâ râzı
olur.)
(İbâdetlerini ihlâs
ile yapanlara müjdeler olsun. Bunlar hidâyet yıldızlarıdır. Fitnelerin
karanlıklarını yok ederler.)
(Dünyada haram edilmiş olan şeyler mel'ûndur. Ancak Allah için yapılan şeyler kıymetlidir.)