Pişman olan, affolur
25/10/2022 Salı Köşe yazarı O.Ü
"Bir kimse, bir günah işler,
sonra pişmân olursa, bu pişmanlığı, günahına keffaret olur. Yani, affına sebep
olur."
Sual:
İşlediği günahlardan pişman olup tövbe eden bir kimsenin, bu pişmanlığı sebebi
ile işlediği günahları muhakkak affolur mu?
Cevap: Hazret-i
Ali'nin, hazret-i Ebu Bekir'den işiterek naklettiği hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Günah
işleyen biri, pişman olur, abdest alıp namaz kılar ve günahı için istiğfar
ederse, Allahü teâlâ, o günahı elbette affeder. Çünkü, Allahü teâlâ, Nisâ
sûresi yüzdokuzuncu âyetinde: Biri günah işler veya kendine zulmeder, sonra
pişman olup, Allahü teâlâya istiğfar ederse, Allahü teâlâyı çok merhametli, af
ve mağfiret edici bulur, buyurmaktadır.)
Konu ile ilgili diğer hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Bir
kimse, bir günah işler, sonra pişmân olursa, bu pişmanlığı, günahına keffaret
olur. Yani, affına sebep olur.)
(Günahı
olan kimse, istiğfar ve tövbe eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra yine
istiğfar söyler, tövbe eder. Üçüncüye yine yapar ve yine tövbe ederse, dördüncü
olarak yapınca, büyük günah yazılır.)
Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde de;
(Müsevvifler
helak oldu) buyurdu. Yani, ileride tövbe ederim,
ibadetleri, işleri sonra yaparım diyenler, tövbeyi geciktirenler ziyan etti,
helak oldu. Lokman Hakîm hazretleri, oğluna nasihat ederek;
“Oğlum, tövbeyi yarına bırakma! Çünkü, ölüm ansızın gelip
yakalar” buyurdu. İmâm-ı Mücâhid hazretleri buyuruyor ki:
“Her sabah ve akşam tövbe etmeyen kimse, kendine zulmeder.”
Abdullah ibni Mubarek hazretleri de buyurdu ki:
“Haram olarak ele geçen bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüz
kuruş sadaka vermekten daha sevaptır.” Âlimlerimiz buyuruyor ki:
“Haksız alınan bir kuruşu sahibine geri vermek, kabul olan
altıyüz hacdan daha sevaptır.”
Sual:
Bir kimsenin iman etmesi için belli şeyleri yapması, yerine getirmesi gibi
belli şartlar var mıdır?
Cevap: İman etmek, çok kolaydır. İman etmek için, bir yere para vermek, mal vermek, zor bir iş yapmak, birisinden izin almak gibi, hiçbir şey yapmak lazım değildir. Hatta, imanlı olduğunu kimseye bildirmek, belli etmek bile lazım değildir. İman, altı şeyi öğrenip, bunlara kalbinden inanmak demektir. İman eden, Allahü teâlânın emirlerine teslim olur. Yani seve seve bu emirleri yapar. Böylece, Müslüman olur. Kısacası, her Mümin Müslümandır. Her Müslüman da, mümindir.