"Allahü teâlâ, sizin için kolaylık istiyor..."
25/12/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Muhammed Ezherî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1714 (H.1126)
senesinde Cezâyir’de doğdu. 1793 (H.1208) senesinde orada vefât etti. Küçük
yaşta Kâhire’ye gitti. Ezher Câmii hatîbi ve imâmı Muhammed bin Sâlim
Hafnâvî’den, ilim ve tasavvuf yolunun edebini öğrendi. Sonra memleketine
dönerek talebe yetiştirdi. Buyurdu ki:
İbâdetleri iktisâd üzere, yâni ne az, ne de pek aşırı olmayarak,
orta miktârda yapmak lâzımdır. Bekara sûresinin yüzseksenbeşinci âyetinde
meâlen, (Allahü teâlâ, sizin için kolaylık istiyor. Güç işleri yapmanızı
istemiyor) buyuruldu. Bunun için, hastanın ve yolcunun oruç tutmamasına izin
verdi. Bize ağır ve sıkıntılı işler yapmayı emretmedi. İnsan iki işten birini
yapmak karşısında bulunursa, bunlardan hafîf ve kolay olanını yapması daha
doğrudur. Peygamberimiz, birinin mescidde saatlerce namaz kıldığını işitti.
Mescide gelip, bunu omuzlarından tutarak, (Allahü teâlâ, bu ümmetten kolay
işler yapmasını istiyor. Güç işleri beğenmiyor) buyurdu. Allahü teâlâ, bu
ümmete kolay şeyleri emretti. İslâm ahkâmına uymak pek kolaydır. Mâide
sûresinin doksanıncı âyetinde meâlen, (Ey müminler! Allahü teâlânın size helâl
ettiği tayyib, yâni güzel şeyleri, kendinize haram etmeyiniz! Helâllere haram
demeyiniz! Allahü teâlâ, helâl ettiği şeylere haram diyenleri sevmez!)
buyuruldu.
Hadis-i
şerifte, (Allahü teâlâ, emrettiği şeyleri yapmanızı sevdiği gibi, izin verdiği
şeyleri yapmanızı da sever) buyuruldu. Zarûret olduğu zaman, haram işlemeye ve
farzı terk etmeye (ruhsat), izin verilmiştir. Yâni azâb yapılmaz. Zarûret
zamanında da, dînin emirlerini yapmaya (azîmet) denir. Bâzen, azîmet olanı
yapmak daha iyidir. Meselâ, ölüm ile korkutulan kimsenin, îmanını gizlememesi
böyledir. Öldürülürse, şehit olur. Bâzen ruhsat olanı yapmak, daha iyi olur.
Yolcunun oruç tutmaması böyledir. Yolcu, orucu tutarak hastalanır, ölürse
günaha girer.
Ahkâm-ı islâmiyyeye, yâni şeriate uymaktan kurtulmak için, mezheplerin
ruhsatlarını, kolaylıklarını araştırıp, bunlara göre iş yapmak câiz değildir.
Böyle araştırmaya (Telfîk) denir. İhtiyâç olunca, başka mezhebe geçmek veya
birkaç şeyi başka mezhebe göre yapmak câizdir. Farzı yapmamak veya haramı
yapmak için hîle yapmak haramdır. Buna, (Hîle-i bâtıla) denir. Bir şey, farz
veya haram olmadan önce, farz veya haram olmasını önlemek câizdir. Buna (Hîle-i
şer'ıyye) denir.