"Dostlarıma ve talebelerime vasiyet ederim ki..."

26/02/2024 Pazartesi Köşe yazarı V.T

"Ben vefât ettikten sonra, ilk gecede yetmiş bin defâ 'Lâ ilâhe illallah' okusunlar."

 

Abdürrahîm Müeyyedî hazretleri Kânûnî Sultan Süleymân zamânı âlim ve velîlerindendir. Molla Sinân Paşa ve Hocazâde'nin yanında ilim öğrendi. Zâhirî ilimleri iyice öğrendikten sonra tasavvuf yoluna girdi. Büyük velî İskilipli Şeyh Muhyiddîn Efendinin hizmetinde bulundu. Yüksek hâllere ve mânevî makamlara kavuştu. 1537 (H.944) senesinde İstanbul'da vefât etti.

Abdürrahîm Müeyyedî'nin vasiyetnâmesi:
"Bismillâhirrahmânirrahîm. Yanımda bulunan kişiler şâhid olsunlar. Fakîr Abdürrahîm bin Ali bin Müeyyed el-Kâtib'in vasiyetidir:

Allahü teâlânın bir ve noksansız olduğuna, eşi, ortağı, benzeri olmadığına, hiçbir varlığa muhtâc olmadığına, doğurmadığına ve doğurulmadığına, (ana, baba ve oğul olmadığına) kesin olarak inandım. Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmı bütün insanlığa, diğer Peygamberleri de bâzı kavimlere gönderdi. Hepsinin bildirdikleri haktır ve gerçektir. Onların hepsi, kıyâmet gününün, Cennet ve Cehennem'in, Mîzân ve Sırât'ın, nîmet, azâb ve affın, kabir hayâtının hak olduğunu bildirdiler. Bu îmânla yaşadım ve bu îmânla vefât ediyorum...

Dostlarıma ve talebelerime şunları vasiyet ediyorum: Ben vefât ettikten sonra, ilk gecede yetmiş bin defâ 'Lâ ilâhe illallah' okusunlar. Sonra hepsi, Allahü teâlânın azâbından mutlak kurtuluşum için duâ etsinler. Allahü teâlânın her türlü azâbından, Muhammed aleyhisselâmın tebliğ ettiklerini tasdîk etmemiz sebebiyle, duâlarının kabûl olacağı ümîdiyle kurtulabilirim. Yine dostlarıma ve talebelerime, gerekli şekilde techiz, tekfin ve defin etmelerini, kabrim üzerine türbe ve ziyâretgâh yapmamalarını, cenâze namazımda bid'at işlenmemesini ve bid'at ehlinden kimseyi bulundurmamalarını, elbiselerimden derecelerine göre dostlarıma ve sâlih kimselere verilmesini vasiyet ediyorum. Beni böylece duâlarıyla, kardeş ve dost olarak hatırlamalarını istiyorum. Dînen kendilerine düşen vazifelerin yapılmasını sağlamaları böylece mümkün olur.

Size söylediğimi hatırlayacaksınız. İşlerimi Allahü teâlâya havâle ediyorum. Muhakkak O, kullarını görür. Kendim ve sizin için Allahü teâlâdan magfiret diliyorum. Vasiyetimi, 'Sübhâneke Allahümme ve bi-hamdike lâ ilâhe illâ ente estagfiruke ve etûbü ileyke fagfirlî verhamnî inneke entel gafûrurrahîm' diyerek bitiriyorum.

Yine dostlarıma ve talebelerime, namaz iskâtı, yemin ve oruç keffâreti için terekemden bin dirhem vermelerini ve borçlarımı ödemelerini vasiyet ediyorum."