Başımıza gelen sıkıntılardan kurtulmak için...
26/04/2020 Pazar Köşe yazarı S.K
Sıkıntılardan kurtulmak için tavsiye edilen tedbirlere uymalı, hem de
bu sıkıntılardan kurtarması için Allahü teâlâya yalvarmalıyız...
Allahü teâlâ hepimize hayırlı uzun ömürler versin. Bir insanın ömrü en
fazla 100 sene civarında. 1000 sene yaşayanlar olmuş fakat hepsi de neticede
dünyadan ayrılmış. Yani dünyaya gelen, vakti saati gelince dünyadan
ayrılacaktır. Bu, inanan ve inanmayan herkesin kabul ettiği bir gerçek. Böyle
olduğu ilmen de tecrübe ile de sabittir.
İnancı olmayan ölümü karanlık bir uçurum ve yok olmak olarak görüyor.
Müslüman ise ölümden sonraki hayatın ya sonsuz cennet veya sonsuz cehennem
olduğuna inanıyor. Yani sonsuz cennete kavuşmak veya sonsuz cehenneme düşmek,
bu dünyadaki yaşayışımıza bağlı. İnsan burada kalıcı olarak değil gidici olarak
bulunmaktadır. Bunun böyle olduğunu günlük iş, güç ve yoğun meşguliyetten,
gafletten dolayı unutuyoruz.
Bu salgın hastalıklar, zelzeleler, umumi afetler olmasa sanki
ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz. Ancak umumi afet ve hastalık gibi
hadiseler sebebiyle biraz kendimize gelir gibi oluyoruz. Bu sıkıntılar geçince
de sanki böyle bir şey başımızdan geçmemiş gibi eski gaflet hâlimize
dönüyoruz. Aslında bunları, kendimize gelmemiz, daha çok hazırlıklı olmamız
için bir ihtar ve alarm olarak görmeliyiz. Sanıyoruz ki bu ihtarlar başkasına.
Ölüm denen gerçek sanki bize değil, başkalarına. Fakat iş, hiç de öyle
sandığımız gibi değil. Vakti saati gelen gidiyor.
Akşam görüştüğümüz sapasağlam biri, sabahleyin bir de bakıyorsunuz vefat
etmiş... O hâlde şu göz açıp kapayıncaya kadar ve bir nefeslik gibi hayal
olan dünya hayatını çok iyi değerlendirmeliyiz. Ahireti kazanmaya vesile
yapmalıyız... Yemek içmek, eğlenmek, oyun ve eğlence için değil Allahü
teâlâya kulluk etmek için yaratıldığımızı, imtihan dünyasında olduğumuzu
unutmamalıyız.
İnsanın ahirete hazırlanması, dünyadan elini eteğini çekip hiçbir iş
yapmaması demek değil. İnsan hiç ölmeyecekmiş gibi dünyası için, yarın
ölecekmiş gibi ahireti için çalışmalı. İnsan hem dünya nimetlerinden
faydalanmalı hem de Allahü teâlâya ve kullarına karşı vazife ve sorumluluğunu
yerine getirerek yaşamalı.
Hülasa, başımıza gelen sıkıntılardan kurtulmak için hem sebeplere yapışmalı, tavsiye edilen tedbirlere uymalıyız, hem de bu sıkıntılardan kurtarması için Allahü teâlâya yalvarmalı, hata ve kusurlarımızdan dolayı tövbe ve istiğfar etmeli, kulluk vazifelerimize daha çok dikkat etmeli, Allahü tealanın kullarını sevindirmeli, herkesten dua almalıyız. Böyle yaparsak Allahü teâlâ sıkıntılarımızı giderir, Onun af ve merhametine kavuşuruz inşallah.