Zekât, malı zarardan korur
26/04/2022 Salı Köşe yazarı O.Ü
Zekât vermek,
Kur’ân-ı kerimin 32 yerinde, namazla birlikte emredilmektedir.
Sual: "Ticaret
malı veya toprak mahsulü olsun zekâtı verilmeyen mallar, mahşer günü,
sahiplerine azap olarak yüklenecektir" deniyor, bu doğru mudur?
Cevap: Zekât vermek,
Kur’ân-ı kerimin 32 yerinde, namazla birlikte emredilmektedir. Tövbe suresinin
34. âyet-i kerimesinde meâlen;
(Malı, parayı
biriktirip zekâtını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azabı müjdele!) buyurulmuştur.
Kıyamet gününe ve
Cehennem azabına inanan zenginlerin, mallarının zekâtını, tarla mahsullerinin,
meyvelerin uşrunu vererek, bu azaplardan kurtulmaları lazımdır. Hadis-i
şerifte;
(Zekât vererek,
malınızı zarardan koruyunuz!) buyuruluyor.
Tefsîr-i Mugnîde
buyuruluyor ki:
“Kur’ân-ı kerimde üç
şey, üç şeyle beraber bildirildi. Bunlardan biri yapılmazsa, ikincisi kabul
olmaz. Peygambere itaat edilmedikçe, Allahü teâlâya itaat edilmiş olmaz.
Anaya, babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz. Malın zekâtı
verilmedikçe, namazlar kabul olmaz.”
İmâm-ı Gazâlî
hazretleri, mahşer gününü anlatırken buyuruyor ki:
“İnsanlardan her biri,
dünyada sımsıkı sakladıkları malı boyunlarına geçirmişlerdir. Deve zekâtını
vermeyenlerin, boynuna deve yüklenir. Öyle bağırır ve ağırlaşır ki, büyük
dağlar gibi olur. Sığır, koyun zekâtı vermeyenler de, böyle olur. Bunların
feryatları âdeta gök gürlemesi gibidir.
Ekin zekâtını, yani
uşrunu vermeyenlerin boynuna ekin denkleri yüklenir ki, dünyada hangi cins
ekinin zekâtını vermemiş ise, o cinsten, o denkler dolmuştur. Eğer buğday ise
buğday, arpa ise arpa dolmuştur ki, ağırlığından altında ‘vâveylâ’, ‘vâseburâ’
diye bağırır. Altın, gümüş ve kâğıt para ve sair ticaret malı zekâtından
vermeyenler de, dehşetli bir yılanı yüklenirler. Boynu ile halkalanmış, boynu
üzerinde yüklenmiş, hatta değirmen taşlarını yüklenmiş kadar ağırlığı vardır.
Bu haldeyken feryat ederler ve;
-Bu nedir, derler.
Melekler de onlara;
-Bunlar, dünyada
zekâtını vermediğiniz mallarınızdır derler. İşte bu dehşetli hâl, Âl-i îmrân
sûresinin 180. âyet-i kerimesinde meâlen; (Dünyâda esirgedikleri,
kıyamet günü boyunlarına takılır) buyurulularak bildirilmiştir.”
Bunun için zengin olan her Müslümanın, elindeki malının zekâtını seve seve ve İslamiyetin emrettiği kimselere vermesi lazımdır.