"Her harfin kendine has manâları vardır"
26/04/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
"Kur’ân-ı azîmüşşândan her harfin kendine has manâları vardır. Onun bu manâlarını ins ve cin tefsîr etmekten âcizdir."
Şeyh Tevekkül hazretleri evliyânın büyüklerindendir.
Sinop'ta doğdu. İlim tahsîli için Hirat'a gitti. Orada Şeyh Pîr Mîrim Halvetî
hazretlerini tanıdı ve ona talebe oldu. Onu tanıması şöyle anlatılır:
Hirat'ta ilim tahsîl ederken bir gün bir evin önünden
geçerken içeride bir kalabalık gördü. Yemek yiyorlardı. Onu da çağırdılar.
Dâvet üzerine içeri girdi. Meğer hâne sâhibi Mîrim Halvetî hazretlerini dâvet
etmiş ve nasîhatlerini dinlemek istemişti. Hakîkaten yemekten sonra Mîrim
Halvetî hazretleri sohbet etti ve tayy-ı zaman ve tayy-ı mekân edip, bir anda
başka bir yere gidip gelmişlerdi. Şeyh Tevekkül bu kerâmeti görünce hatırına;
"Keşke bende de bu hâl olsa idi. Sılama gidip anne ve babamı görüverseydim"
diye geldi. Bundan sonrasını, Şeyh Tevekkül hazretleri şöyle anlatır:
"Sılama, memleketime gidip gelmek düşüncesi
içerisinde iken Mîrim hazretlerinin ellerini öptüğümde o ellerini göğsüme
koydu. O zaman kendimi Sinop'ta evimde buldum. Annem babam oturur idiler. Selâm
verdim. Hemen kalkıp; 'Oğul sen misin? Nereden nasıl geldin?' dediler. Ben
onların onlar benim sesimi işitti. Bir zaman hâl hatır ile hasret giderdik.
Sonra bir ibrik ile abdest aldım. Sonra kendimi Mîrim hazretlerinin huzûrunda
buldum. İşte o aldığım ibrik dedim ve oradakilere gösterdim." Şeyh
Tevekkül kısa zamanda ilim ve edep öğrenip, hocasından icâzet aldı ve onun
önde gelen talebelerinden oldu...
Sonra hocalarıyla birlikte Anadolu'ya geldiler. Hocası
onu insanlara hak yolun bilgilerini öğretmek üzere Sinop'a gönderdi. Şeyh
Tevekkül, Sinop'a geldiğinde başından geçenleri anne ve babasına anlatıp önceki
gelişinin tayy-ı mekân ile olduğunu onlara haber verdi. Anne ve babası
kendilerine Allahü teâlânın sâlih, velî bir evlâd vermesinden dolayı çok
şükrettiler. Onlar da oğullarının yolu olan Halvetî yoluna girip, onun
terbiyesi altında yaşadılar...
Şeyh Tevekkül hazretleri 1433 (H.837)
senesinde Sinop'ta vefât etti. Buyurdu ki: “Hak teâlâ ve tekaddes hazretlerinin
izzet ve celâli için yemîn ederim ki, Kur’ân-ı azîmüşşândan her harfin kendine
has manâları vardır. Onun bu manâlarını ins ve cin tefsîr etmekten âcizdir.
Yaratılmışların hepsi bir araya gelseler, yalnız 'Be' harfinin manâsını çözmeye
güçleri yetmez.”