Resûlullahın hareketleri insanlara örnek idi
26/05/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
"Andolsun ki Resûlullah, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe
kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir."
Konuşma âdâbı -1-
Peygamber Efendimizin her hareketi ve davranışı, insanlar için bir örnek
olmuştur. Rabbimiz, Kur’ân-ı kerimde Onun için şöyle buyuruyor: (Andolsun
ki Resûlullah, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve
Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.) [Ahzâb, 21]
Bütün insanların dünya ve âhiret saâdetine vesile olan Muhammed aleyhisselâmın
konuşmaları da tatlı ve tesirli idi. Söz söyledikleri zaman gür ve yüksek
sesle, kelimeleri tane tane söylerler; hattâ dinleyenler sözlerini
ezberleyebilirlerdi. Sözlerini umumiyetle üç defa tekrar ederler, konuşmaları
esnasında başlarını yukarıya kaldırırlardı. Kimseye fena söz söylemez ve
kimsenin sözünü kesmezlerdi. Boş söz asla konuşmazlardı.
Peygamberimizin ilk hanımı olan Hazret-i Hatice annemizin ilk
kocasından “Hind” adında bir oğlu vardı. O, iyi bir hatipti.
Hazret-i Hasan “radıyallahü anh” bir gün Hind’e “Resûl-i Ekrem’in konuşma
tarzı nasıldı?” diye sordu. Hazret-i Hatice validemizin oğlu, Hind
“radıyallahü anh” cevaben şöyle dedi: “Resûlullah sallalahü aleyhi vesellem,
dâimâ düşünür ve sükûtu tercih ederlerdi. Lüzum hâsıl olmadıkça konuşmazlardı.
Konuştukları zaman da her kelimeyi açık ve fasîh olarak söylerlerdi. Elleriyle
işaret ettikleri zaman bütün kolunu kaldırırlardı. Bir şeye taaccüp edince
elinin içini çevirirlerdi. Bazen bir şey söylerken iki ellerini birbirine
çırparlardı. Söz esnasında lâtife ederek gözlerini öne indirirlerdi. Nâdiren
güler, fakat ekseriya tebessüm ederlerdi.” [Tirmizî:Şemâil]
Hazret-i Ömer İbnü-l Hattâb “radıyallahü anh” şöyle rivayet ediyor: “Ey
Allah’ın Resûlü, sen, hep bizim aramızda büyüdüğün hâlde, niçin hepimizden daha
fasîh (açık ve düzgün) konuşuyorsun?” diye sordum. Allah’ın Resûlü de
cevaben buyurdular ki: (Ey Ömer, ceddim İsmâil aleyhisselâmın dilindeki
fesâhat, zamanla halk içinde hayli ihmal edilmiş idi. Şu İslâm devrinde
kardeşim Cebrâil gelip bana, bu dilin bütün güzellik ve inceliklerini
öğretmiştir.) [Celâleddin es-Suyûtî]
Resûlullah Efendimizin konuşmalarında hiçbir kapalılık ve pürüz bulunmazdı. Bütün sözleri, gayet fasîh ve vâzih idi. Asla esrarlı veya anlaşılmaz bir tarzda değildi. Yani, gizlilik ve kapalılık bulunmazdı. Zira, kapalı veya sırlı konuşulmasını hiç sevmezlerdi. Zaten bunu da, açıkça yasaklamış bulunuyordu. Resûlullah Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurdular ki: (Ben imânda açıklık ve kesinliği, amelde ise kolaylığı esas edinmiş bir din ile gönderildim! Her kim, benden sonra bu dinde, dinin bu iki büyük özelliğine aykırı gider (ve dinde kapalılık ve zorluk çıkarırsa, bilsin ki o kişi benden değildir) [Câmius-Sagîr ve Şerhi Es-Sirâcü’l-Münîr, 2/131]