"Efendim, ne olur bizi affedin!"
26/06/2022 Pazar Köşe yazarı A.D
Bağdat'ta bir kişi,
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerine düşmanlık besliyordu.
Bir gün de taklidini
yaparak alaya aldı bu büyük zâtı.
Ama cezâsı gecikmedi.
Aklını oynatıp cinnet
getirdi.
Yakınları, bu zâta
koşup;
“Ne olur, affedin” dediler.
O yine merhamet etti.
Ve o kimseyi affetti.
Adam, ânında iyileşti.
Bin pişmandı
yaptığına.
Hemen gidip özür
diledi.
Ve talebesi olmakla
şereflendi...
● ● ●
Bu büyük velî,
talebesiyle birlikte Bağdat'tan Şam şehrine hicret ediyorlardı ki yolda
karşılarına bir soyguncu grubu çıktı âniden.
Çok da kalabalık
idiler.
Onlardan biri şöyle
anlatıyor:
Tam hücûm edecektik
ki, kafileden beyaz kaftanlı biri, beyaz at üzerinde ileri çıktı.
Ve heybetle dikildi
karşımıza!
Adam gitgide
büyüyordu.
Sonra dağ kadar
oldu.
Korkudan yerlere
yuvarlandık.
Hatâ ettiğimizi çok
iyi anladık.
Sonra o kişinin
yerinde Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini gördük.
Meğer o korkunç kişi,
bu zâtmış.
Hürmetle ona
yaklaştık.
Ve emân diledik
kendisinden.
“Bizi affedin” diye yalvardık.
Affedince bıraktık
soygunculuğu.
Talebesi olmakla şereflendik...