Mûsikî (müzik) hakkında...
26/07/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Âletsiz, çalgısız nağmeli sese “simâ'”, çalgı âleti ile birlikte olan
insan sesine de “gınâ [müzik]” denir...
Geçmiş iki haftadaki makâlelerimizde, birisinin “Bizim dînimiz
özgürlük, ezânımız müzik, ibâdetimiz de eğlencedir” sözü üzerinde
durduk; bugün ve inşallah yarın da, bu konuda birkaç kelime daha yazacağız.
Ansiklopedilere göre, "Müzik" kelimesi,
Yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa (Müz) denilen 9
heykelin adından hâsıl olmaktadır. Bozuk dînler, kalpleri ve rûhları
besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefislere hoş gelmesi,
nefisleri beslemesi rûhânî tesîr sanılmıştır. Bugünkü batı müziği, kilise
müziğinden doğmuştur.
Şimdi yeryüzünü kaplayan bozuk dînlerin hemen hepsinde, müzik, ibâdet
hâlini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefisler keyiflenmekte, şehvânî
arzûlar kuvvetlenmektedir. Rûhun gıdâsı olan, kalpleri temizleyen ve nefisleri
ezip, harâmlara olan arzûlarını yok eden, İlâhî ibâdetler unutulmaktadır.
Âletsiz, çalgısız nağmeli sese “simâ'”, çalgı âleti ile
birlikte olan insan sesine de “gınâ [müzik]” denir. Gınâ,
İslâmiyette harâmdır. (Dürrü'l-meârif)
Lokmân sûresinin 6. âyetindeki “lehve’l-hadîs” ifâdesini
âlimler mûsikî, çalgı âleti olarak bildirmişlerdir. Büyük sahâbî İbn-i Mes’ûd
hazretleri, yemîn ederek “lehve’l-hadîs”ten kasdın, çalgı âleti ve
mûsikî olduğunu söylemiştir. (Tefsîr-i Medârik, Tefsîr-i İbn-i
Kesîr)
“Mevâhib-i Aliyye” ismindeki Fârisî Tefsîrde ve Osmânlıca
tercümesi Mevâkib Tefsîrinde, “lehve'l-hadîs” âyeti
şöyle tefsîr ediliyor: Bazıları, yalan hikâyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar
tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’ân-ı kerîm dinlemelerine engel
olmaya çalışıyorlar. Onlara Cehennem ateşini müjdele.
Bir hadîs-i şerîfte de buyurulmuştur ki: “Üçü hâriç, her lehv
bâtıldır.” [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle
buyurulmuştur.
Müfessirler, İsrâ sûresinin 64. âyetinde şeytâna, “Vestefziz.....bi
savtike [Sesinle oynat]” demenin “çalgı ile oynat” demek
olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı harâm ettiğini bildirmişlerdir. (Kâdî
Beydâvî Tefsîri Hâşiyesi Şeyhzâde)
Müfessirler, En’âm sûresinin 70. âyetini de, “Dînlerini [şarkı
ile, mûsikî ile] oyun ve eğlence hâline sokanlardan uzak dur” şeklinde
tefsîr etmişlerdir.
Şimdi Resûlullah Efendimizin, yukarıdaki âyetleri nasıl açıkladığına
bakalım, ama önce, Peygamberimizle ilgili 4 âyet-i kerîme meâli zikredelim.
Kur’ân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
“Resûle itâat eden, Allah’a itâat etmiş olur…..” [Nisâ, 80]
“O Peygamber, güzel şeyleri helâl, çirkin, pis şeyleri de harâm kılar…..” [A’râf, 157]
“Kur’ânı, sana, insanlara açıklayasın diye indirdik…..” [Nahl, 44]
“Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının…..” [Haşr, 7]
“Bir zaman gelecek, ümmetimden bazısı, zinâyı, ipek giymeyi, içki içmeyi,
mizmârı (çalgıyı) helâl addedecektir.” [Buhârî]
[Diğer hadîs-i şerîfleri, inşâallah yarın nakledelim.]