İslâm dîninde çocuk ve genç terbiyesi...
26/07/2022 Salı Köşe yazarı R.A
Eğitimden
maksat; çocukların ve gençlerin, âilesine, milletine, devletine ve bütün
insanlığa faydalı birer insan olarak yetişmeleridir.
Önce “Genc”i
bir ta’rîf etmekte fayda var:
Bir insana, 30
yaşına kadar “Genç”, 50 yaşına kadar “Yetişkin”, 70 yaşına
kadar “İhtiyâr”, 70’den sonra ise “Pîr-i fânî” denilmektedir.
Demek ki dünyâ hayâtı, böyle 4 basamak hâlinde ele alınıyor.
İnsanın bütün hayâtı
da aslında 4 safhadan ibârettir:
1- Anne karnındaki
hayâtı (bu hayât, 9 ay 10 gün gibi çok kısa bir merhale olduğu için, bunu dünyâ
hayâtına dâhil edebiliriz), 2- Dünyâ hayâtı. 3- Kabir hayâtı. 4-
Âhıret hayâtı.
Hepimizin bildiği
gibi, insanlar cemiyet hâlinde yaşamak mecbûriyetindedirler. Bu cemiyetin en
küçük birimi âiledir. Bu bakımdan âile, toplumun temel taşıdır.
Bilindiği üzere âile,
insanların doğup büyüdüğü, yetişip geliştiği ve terbiye gördüğü topluluktur. Bu
yuva, topluluğun küçük-büyük fertlerinin olgunlaştığı, bir hayât okuludur. Âile içerisinde
her ferd, birbirinin bilgi ve tecrübesinden faydalanır. Bu faydalanma bir ömür
boyu devâm eder.
Çocuklar, Allahü
teâlâya inanmayı, Peygamber sevgisini, büyüklere hürmeti, vatan-millet aşkını,
“Ezân” ve “Bayrak”a saygıyı, gelenek ve göreneklerini hep âilede öğrenirler. Demek ki,
terbiyenin, eğitimin gâyesi, iyi bir insan yetiştirmek ve bu insanı cemiyete
faydalı hâle getirmektir.
İslâm dîninde çocuk ve
genç terbiyesinden, eğitiminden maksat, çocukların ve gençlerin, Allahü
teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği; âilesine, milletine, cemiyetine,
vatanına, devletine ve bütün insanlığa faydalı birer insan olarak
yetişmeleridir.
Mukaddes dînimiz
İslâmiyete göre her insan, elinin altında bulundurduğu kimselerin her türlü hak
ve hukûkundan, eğitim ve öğretiminden, terbiyesinden sorumludur. Ebeveynin
evlâd üzerindeki eğitiminin önemi hakkında Allah'ın Resûlü Sevgili
Peygamberimiz:
"Bütün çocuklar,
Müslümânlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelirler. Bunları, sonra
anaları-babaları, Yahûdî veya Hıristiyân yâhûd Mecûsî (ateşperest)
yaparlar….." buyurarak, dînin, Müslümânlığın veya dînsizliğin yerleştirilmesinde
en mühim işin, çocuklukta ve gençlikte olduğunu, bu bakımdan çocukların ve
gençlerin iyi terbiye edilmelerinin lüzûmunu bildiriyor...
Her Müslümânın
evlâdına dînini, îmânını, Peygamberini ve kitâbını (yanî Kur'ân-ı kerîmi) henüz
çocuklukta öğretmesi lâzım. İslâm âlimlerinin buyurduklarına göre bu,
Müslümânın birinci vazîfesidir.
Allah, insanı fıtraten temiz yarattığı hâlde, onun fıtratına uygun edebi verme işini babaya havâle etmiştir. Babanın evlâda en güzel ve kalıcı hediyesi, onu iyi terbiye etmesidir. Bırakacağı en iyi mîrâs da, güzel bir terbiyedir...