"Allahü teala, halis Türkleri aziz kıldı”
26/08/2022 Cuma Köşe yazarı A.D
Sultan Alparslan:
"Biz, bu ülkeleri Allahü tealanın izniyle silah kuvveti ile aldık.
Temiz Müslümanlarız, bid’at nedir bilmeyiz..."
Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Alparslan, Türk milletinin en büyük kahramanlarındandır. Böyle bir 26 Ağustos'ta (1071) Malazgirt'te Bizans ordusunu yenerek Türklere Anadolu kapılarını açmıştır...
Selçuklu
Devletinin kurulmasında önemli rolü olan Horasan Valisi Çağrı Bey'in oğlu
olan Alparslan, 20 Ocak 1029’da doğdu. İyi bir tahsil gördü, sayısız
zafer kazanarak mertliği ve iyi kumandanlığı ile ün saldı. 27 Nisan
1064’te büyük bir törenle tahta çıktı. 1070 yılında, Horasan ve Irak
ordularının başında Azerbaycan’a girdi, sınırdaki kaleleri fethetti ve
"Mısır Seferi"ne karar verdi...
Alparslan’ın Mısır
Seferine çıktığını öğrenen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes
(Romen Diyojen) son bir hamle yapmayı düşündü. Azerbaycan’a
kadar giderek Türk kalelerini zapta ve Türkleri Anadolu’dan atmaya
karar verdi. 13 Mart 1071’de 200.000 kişilik Bizans ordusu yola
çıktı.
Bunu haber alan
Alparslan da askerlerini topladı, atından inerek secdeye vardı ve; “Ya
Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor; azametin karşısında yüzümü yere sürüyor
ve senin uğrunda savaşıyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir; bana yardım et;
sözlerimde hilaf varsa beni kahret!” diye dua etti. Sonra atına binerek
askerlerine döndü ve şöyle hitap etti: “Ey askerlerim! Eğer şehid olursam
bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden
sonra Melikşah’ı tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız. Zaferi kazanırsak
istikbal bizimdir...”
Bu sözler orduyu
coşturdu. Büyük şevkle ileri atıldılar. Alparslan son derece zekîce bir harp
taktiği planlamıştı. 26 Ağustos Cuma günü hilal şeklinde yaydığı ordusuyla
akşama kadar Malazgirt meydanında çarpıştı. Şaşkına dönen Bizans
ordusu, hilalin içine düştü. 200.000 kişilik koca ordu perişan oldu. İmparator
esir edildi. Bu zaferle Anadolu kapıları Türklere açılmış oldu...
Sultan Alparslan,
tarihî zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve
talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek, imar ve sulama tesisleri
yapmak suretiyle de büyük hizmetler yapmıştır. İslamiyet’i içten yıkmaya
çalışan bid'at fırkalarıyla çok mücadele etmiştir. Hatta bir gün; “Kaç
defa söyledim. Biz, bu ülkeleri Allahü tealanın izniyle silah kuvveti ile
aldık. Temiz Müslümanlarız, bid’at nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki,
Allahü teala, halis Türkleri aziz kıldı” demiştir...
25 Kasım 1072’de 42 yaşındayken huzuruna bir hileyle çıkan Batıni fırkasına mensup Yusuf el-Harezmi adlı bir hain tarafından şehit edilen Alparslan, Tahran yakınlarındaki Rey şehrine defnedildi. Ruhu şad olsun...