"Henüz çok gençsin evlâdım!.."
26/09/2023 Salı Köşe yazarı A.U
Nişâbur’da yaşayan
velîlerden Ebû Osmân-ı Hayrî hazretleri, hocası Ebû Hafs'a ilk
gittiğinde, yaşı henüz küçüktü.
Huzûrunda edeple diz
çöküp “Efendim, ben okumak istiyorum” dedi.
Hocası, onu süzüp;
“Evlâdım! Sen henüz
çok gençsin, seni okutamam” buyurdu.
O, bu cevâba çok
üzüldü!
Ne diyeceğini
bilemedi.
Yerinden kalktı.
Ve arka arka çıktı
huzurdan.
Ama bir türlü
gidemiyordu.
Ayrılmak istemiyordu.
Dönüp dönüp o kapının
eşiğine bakıyor ve;
"Şu eşiğin dibine
bir çukur kazıp içine uzansam, beni çağırıncaya kadar orada beklesem" diye
düşünüyordu.
Ebû Hafs, bunu sezdi.
Düşündüğünü anladı...
Ve ona şefkatle bakıp;
“Gel bakalım küçük
talip!” diye seslendi.
Ebû Osmân çok sevindi.
Ve o gün derse
başladı.
Sevinçle girdiği o
dergâhtan, yıllar sonra "büyük bir âlim" olarak
çıktı.
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde;
“Kardeşlerim!
Müslüman; almayı değil, vermeyi düşünür. Onu kârlı bilir. Alınca değil, verince
sevinir” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Böyle olan kimse,
eceli geldiğinde rûhunu da kolay verir. Rûhu, tereyağından kıl çeker gibi çıkar
da haberi bile olmaz.”