Bir elbisem olsa da…
26/11/2018 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, 328 (m. 939) da Bağdat’ta vefat etti.
Kerâmet sâhibi olup, kalpten geçeni anlar ve çok cömertlik yapardı insanlara.
Şöyle ki;
O devirde fakir biri, nafile hac yapmak istiyor, ama parasızlıktan gidemiyordu bir türlü.
Bir gün kalbinden;
"Abdullah-i Mürteiş hazretleri, cömert bir velîdir. Bana, bir yol elbisesiyle, on beş gümüş para verse, ne iyi olur” dedi.
Böyle temenni etti.
Ardından da;
“Bu parayla kova ve ip alır, o elbiseyi de üzerime giyer, Beytullah'a giderim" dedi.
Böyle düşündü.
Az sonra kapı çalındı.
Koşup açtığında, bu büyük velî zâtı gördü eşikte.
Çok şaşırdı!
Zira birkaç saniye önce o evliyâyı düşünüyordu...
Elinde bir paket vardı.
Bir de para kesesi.
Önce paketi uzatıp;
“Bunun içinde bir elbise var. Hacca gitmek istersen, bunu giyip gidersin diye düşündüm” buyurdu.
Sonra keseyi uzatıp;
“Bunda da, on beş gümüş para var, kova ve ip alırsın, bu hac yolunda lazım olur” dedi.
Ve ayrılıp gitti...
Fakir, gözyaşıyla duâ ediyordu arkasından!..