"Allah'a ortak koşma ve namazını kıl!.."
26/12/2020 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“Bana öyle bir amel göster ki, o beni Cennete yaklaştırsın ve Cehennemden
uzaklaştırsın.”
Mûsâ bin Talha hazretleri Tabiîn devrinde yetişen büyük fıkıh
âlimlerindendir. Babası, Cennetle müjdelenen ve kendilerine “Aşere-i mübeşşere”
adı verilen on kişiden biri olan Talha bin Ubeydullah’tır. Resûlullah Efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında dünyâya geldi. İsmini Peygamber
Efendimiz koydu. Sonra Kûfe’ye, sonra da Basra’ya gitti. 103 (m. 771)’de orada
vefât etti. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Rivâyet ettiği hadîs-i
şeriflerden bazıları şöyledir:
Bir gün Resûlullah Efendimize biri geldi ve “Bana öyle bir amel, iş
göster ki, o beni Cennete yaklaştırsın ve Cehennemden uzaklaştırsın” diye
sordu. Resûlullah ona buyurdu ki: “Allaha kulluk et ve O’na bir şeyi ortak
koşma! Namazını dosdoğru kıl! Zekâtını ver ve akrabanı ziyâret et!..”
Resûlullah Efendimiz böyle buyurduktan sonra adam dönüp gitti. O gidince
yine buyurdu ki: “O adam kendisine emredileni yaparsa Cennete girer.”
Resûl-i ekrem Efendimiz, Eshâbının yanına geldi ve onlara; “Allahü
teâlâ, beni bütün insanlığa rahmet olarak gönderdi, İslâmiyeti yaymak için bana
yardımcı olun. Benim sizi davet ettiğim şeyin aynısına davet ettiği zaman, Îsâ
aleyhisselâma karşı ihtilâfa düşen havariler gibi birbirinize düşmeyin. Îsâ
aleyhisselâma uzak olanlar onu fenâ tanıdılar. Bu husûsu Îsâ aleyhisselâm,
Allahü teâlâya şikâyet etti. Bunun üzerine Allahü teâlâ, havarilere davet için
gidecekleri kavmin dili ile konuşma kabiliyeti verdi. Bu hâdise üzerine Îsâ
aleyhisselâm, havarilerine; 'Bu, Allahü teâlânın sizden istediği bir iştir.
Bunu hemen yerine getirin' dedi.” Bunun üzerine Eshâb-ı kirâm; “Yâ
Resûlallah! Biz sana her hususta yardımcı olacağız! Bizi istediğin yere
gönder!” dediler.
Bundan sonra, Eshâb-ı kirâmdan Abdullah bin Huzeyfe’yi İran Kisrâsı’na; Salit bin Amr’ı, Yemâme Vâlisi Hevze bin Ali’ye; Âlâ bin el-Hadramî’yi, Hacer Vâlisi Münzir bin Savi’ye; Amr bin Âs’ı, Umman Meliki Cündeyoğulları Ceyfer ve Abbad’a; Dıhye-i Kelbî’yi, Bizans Kayseri’ne; Amr bin Umeyyet-üd-Damrî’yi, Habeş Hükümdârı Necâşi'ye; Hâtıb bin Ebî Belte’a’yı İskenderiyye Hükümdârı Mukavkıs’a; Şücâ bin Vehb’i de, Gassan Hükümdârı Haris bin Ebî Şemir’e gönderdi. Bu elçilerden birisi hâriç, hepsi Resûl-i ekrem hayatta iken geri dönmüşlerdi...