Yemek ve içmek ilaç gibidir…
26/12/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
İlaç belli miktarda alındığında
faydalı olduğu gibi, yemek ve içmek de, açlığı ve susuzluğu giderecek kadar
olursa faydalı olur.
Cevhere Berâsiyye hazretleri evliya hanımlardandır. Bağdat'ta
yaşadı. Daha önceleri cariye idi. Azad edilince salih bir zat olan Ebû Abdullah
el-Berâsî ile evlendi. Ebû Abdullah el-Berâsî anlatır: "Birgün Cevhere
bana; "Ey efendi! Kadınlar Cennet'e girdiklerinde süslenir ziynetlenirler
mi?" diye sordu. Ben de evet dedim. Bunun üzerine bir feryat koparıp
bayılıp, yere düştü. Daha sonra kendine geldi. Ona; "Bu ne hâldir."
dedim. Bana; "Şu hâlimi düşünüyorum da dünya nimetlerinden kavuştuğum
şeyler beni korkutuyor ve ahirette mahrum kalacağımı zannettim." diye
cevap verdi. Bir zaman Cevhere Hatun’dan çok ibadet etmesinin sebebini sordular;
O şöyle anlattı: "Bir gece rüyamda bana cennette bir köşk gösterdiler.
Burası kimin için hazırlandı diye sordum. Bana; "Burası gece kalkıp
Kur'ân-ı kerim okuyanlar içindir." denildi. Bundan sonra geceleri uyumayıp
Kur'ân-ı kerim okumaya ve gece ibadetine devam ettim." dedi.
Cevhere Hatun geceleri efendisini uyandırır ve ona; "Ey
efendi! Kalk kervan gidiyor!" derdi. Cevhere Hatun edebe çok dikkat eder,
kıbleye arkasını dönmez, yüzünü döner öylece otururdu.
Hakim bin Câfer anlatır: "Bir gün Ebû Abdullah'ın evine
gittim. Kuru bir yer üzerine oturmuştu. Daha önceleri geldiğimde altında bir
minder, döşek görürdüm. Lakin bu defa altındaki döşek yoktu. Ona; "Ey Ebû
Abdullah! Daha önceleri oturduğun minderi ne yaptın. Şimdi kuru bir yer üzerine
oturmuşsun? dedim. Bunun üzerine o; "Dün gece Cevhere Hatun beni uyandırdı
ve bana; "Ey efendi! Şu hadîs-i şerîfi duymadın mı? "Yer, Âdemoğlu
için; Ey insanoğlu benimle aranda sadece bir perde var. Yarın ise benim altımda
(içimde) olursun." der. "Ben de evet
öyledir dedim. Bana; "Öyleyse bu yaygıyı kaldır. Artık ona ihtiyacımız
yok." dedi. Ben de o yaygıyı kaldırdım.
Çocuk terbiyesi ile alakalı şunları söyledi: Çocuğun nazarında yemeyi, içmeyi, iyi elbise giymeyi önemsiz göstermeli, önce yemek yemenin edeplerini öğretmelidir. Yemek yemekten maksat, bedenin sıhhatini korumaktır, lezzet almak değildir demelidir. Yemek ve içmek ilaç gibidir, onunla açlık ve susuzluk giderilir demelidir. İlaç belli miktarda alındığı zaman faydalı olduğu gibi, yemek ve içmek de, açlığı ve susuzluğu giderecek kadar olursa faydalı olur demeli, çeşitli yemeklere alıştırmayıp, bir yemekle yetinmeye alıştırmalı, iştihasını zapt ettirmeli, istediğini değil, bulduğunu yemeğe alıştırmalı, lezzet ve zevklere önem vermemesini öğretmelidir.