Satılan malın kusurunu gizlemek helal değildir
27/01/2020 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Ticârete hıyânet karışınca, bereket
gider."
Ahmed İbnü’l-Kass Taberî hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. İran’da
Taberistan’da doğdu. Bağdad’a giderek Şafiî mezhebinin önde gelen âlimlerinden
fıkıh tahsil etti. Abbasi halifesi tarafından Tarsus'a kadı tayin edildi.
335'te (m. 946) orada vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Esnaf, malın aybını, müşterîden gizlememeli, hepsini, olduğu gibi
göstermelidir. Kusûru gizlemek, hiyânettir. Zâlim, âsî olmaktdır. Malın iyi
tarafını göstermek, karanlıkda göstermek zulüm, hîle olur. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem” buğday satan birisinin buğdayına, mübârek
parmaklarını sokup, içinin yaş olduğunu görünce, (Bu nedir?) buyurdu. Yağmur
ıslatmıştır deyince, (Niçin saklayıp göstermiyorsun? Hîle eden, bizden değildir)
buyurdu.
Birisi, üçyüz dirhem gümüşe bir deve sattı. Devenin ayağında ârıza vardı.
Eshâb-ı kirâmdan “aleyhimürrıdvân” Vâsile bin Eska’ orada idi. O ânda dalgın
idi. Devenin satıldığını anlayınca, alanın arkasından koşup, devenin ayağı
ârızalıdır dedi. Müşterî deveyi geri getirip, parasını aldı. Satıcı, satışımı
niçin bozdun? deyince, Vâsile dedi ki: Resûlullahtan işittim.
Buyurdu ki: (Satılan bir şeyin kusurunu gizlemek helal değildir. O kusuru
bilip söylememek de, kimseye helâl değildir.) Vâsile yine dedi
ki: Resûlullah bizden söz aldı ki, Müslümânlara nasîhat edelim. Onlara
merhamet edelim. Malın kusurunu saklamak, nasîhat etmemek olur. Satıcıların
kusur saklamamaları çok güçtür. Büyük cihâd demektir. Bu cihâdı kazanmak için,
mal alırken dikkat etmeli, kusurlu mal almamalıdır. Eğer kusurlu mal alırsa,
müşterîye söylemeyi niyet etmelidir. Eğer aldanırsa, ziyân etmiş olur.
Başkasını da ziyâna sokmamalıdır. Kendisi, başkasına incinince, başkalarını da
kendinden soğutmamalıdır.
Şunu iyi bilmelidir ki, hîle ile rızk artmaz. Belki, malın bereketi gider.
Hîle ile azar azar biriktirilen şeyler, ânsızın gelen bir felâketle, birdenbire
giderek geride yalnız günâhları kalır. Nitekim bir sütçü, süte su katardı. Bir
gün, ânsızın sel gelip, ineği boğdu. Adam şaşkın bir hâlde düşünürken, çocuğu
dedi ki: Katdığımız sular birikerek, gelip ineği götürdü. Resûlullah
efendimiz buyurdu ki: (Ticârete hıyânet karışınca, bereket
gider.) Bereket demek, az malın çok faydalı olması, çok işe
yaraması demektir.