Adil bir Müslüman’ın sözüne inanılır.
27/02/2020 Perşembe Köşe yazarı V.T
Allah ile kul arasında olan işlere denilen diyanatta adil ve baliğ bir
Müslüman’ın sözüne inanılır.
Muallâ bin Mansûr er-Râzî hazretleri Hanefî fıkıh ve hadis âlimidir. İmam-ı
Muhammed Şeybânî Ebû Yûsuf'tan fıkıh ilmi tahsil etti. Hanefi mezhebinin önde
gelen âlimlerinden oldu. Halife Me'mûn tarafından kendisine teklif edilen
kadılık görevini kabul etmeyen Muallâ 211 (m. 826)’de vefat etti. Şöyle
buyurdu:
İnsanların birbirleri arasında olan işlere muamelat denir. Muamelatta bir
fasıkın veya kâfirin sözü de kabul edilir. Akıllı olan çocuk ve kadın da erkek
gibidir. Muamelat üçe ayrılır: Birincisi, ikisinin de yapmaya mecbur olmadığı
muameledir. Vekil, mudarib ve izinli olmak böyledir. İkincisi, ikisinin de
yapması lazım olan işlerdir. Dava konusu olan haklar böyledir. Üçüncüsü,
birisinin yapması lazım olur. Diğerinin lazım olmaz. Vekili azletmek, izni geri
almak böyledir. Burada, vekil ve mezun artık iş yapamazlar. Azleden ve izni
geri alan ise, kendi hakkını kullanmakta serbesttir. İkincisinde, haber verende
şahitlik şartlarının bulunması lazımdır. Üçüncüsünde, haber verenlerin
sayılarına ve adalet sahibi olmalarına bakılır.
Allah ile kul arasında olan işlere diyanat denir. Diyanatta adil ve baliğ
bir Müslüman’ın sözüne inanılır. Bir kadın da, bir erkek gibidir. Suyun pis
olduğunu söylerse, bu su ile abdest alınmaz. Teyemmüm edilir. Fasık veya hâli
belli olmayan bir Müslüman söylerse, kendi araştırır. Gâlib zannına göre
hareket eder. Kâfir veya çocuk, suya pis derse ve inanırsa, dökmeli, sonra teyemmüm
etmelidir. Hediyede ve izin vermekte, bir çocuk sözü de kabul edilir. İçeri
buyurun deyince girilir. Çocuğun satın almak için izinli olup olmadığı satanın
çok zan ile anlamasına bağlıdır. Diyanatta da, mülkü giderecek haberi, iki
Müslüman erkeğin veya bir erkekle iki kadının bildirmeleri lazımdır. Mesela,
zevc ile zevcenin süt kardeşi olduklarını âdil bir Müslüman söylerse, kabul
edilmez. Nikâhları bozulmaz. Adil bir kimse, bir etin leş olduğunu söylese,
mesela mürted kesti dese, bir başka adil de, leş değil dese, mesela Müslüman
kesti dese, leş kabul edilir. Su ve her çeşit şerbet için ve taam pis dese,
öteki de pis değil dese, temiz kabul edilir. Haber verenler çok ise, sayısı
fazla olanların dedikleri kabul edilir. Temiz ve pis kumaşlar karışmış ve
temizleri az ise ve kaplar karışınca temizleri çok ise, temizlerini araştırıp,
temiz zan ettiklerini kullanır. Kapların temizleri eşit veya az ise, hepsi pis
kabul edilir.