Erkeklerin yüzük takmaları hakkında...

27/04/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Peygamberimizin yüzüğünde üç satır yazı vardı: "Muhammed", "Resûl" ve "Allah"...

 

Mehmed Zeynî Efendi Altmışaltıncı Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1078 (m. 1667) senesinde İstanbul’da doğdu. Zamanının âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsil edip, yüksek ilmî dereceye ulaştıktan sonra, müderrislik diplomasını aldı. Çeşitli vazifelerden sonra Şeyhülislâm Hayâtî-zâde Mehmed Emîn Efendi’nin yerine Şeyhülislâmlık makamına tayin edildi. 1164 (m. 1751) senesinde İstanbul’da vefât etti. Buyurdu ki:

Erkeklerin altın yüzük takmaları, dört mezhebde de câiz değildir Nu’mân bin Beşîr, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanına geldi. Parmağında altın yüzük vardı. (Cennete girmeden önce, niçin Cennet zînetini kullanmışsın?) buyurdu. Demir yüzük kullanmağa başladı. Bunu görünce, (Niçin Cehennem eşyâsı taşıyorsun?) buyurdu. Bunu da çıkardı. Tunçtan yüzük takdı. Bunu görünce, (Niçin sende put kokusu duyuyorum?) buyurdu. Nasıl yüzük kullanayım, yâ Resûlallah dedi. (Gümüş yüzük takabilirsin. Ağırlığı da bir miskâli geçmesin ve sağ eline tak!) buyurdu.

Amr ibni Şu’âyb diyor ki: "Resûlullah Efendimiz, altın ve demir yüzükleri çıkartır, gümüş yüzüklere mâni olmazdı." 

Peygamberimizin yüzük taşında üç satır yazılı idi. Birinci satırda (Muhammed), ikincisinde (Resûl), üçüncüsünde (Allah) idi. Vefât edince, bunu hazret-i Ebû Bekr, bundan sonra hazret-i Ömer kullandı. Sonra Osmân “radıyallahü teâlâ anhüm” kullanırken, (Erîs) kuyusuna düşürdü. Çok para sarf etti ise de, bulunamadı. Bu iş fitne çıkmasına sebeb oldu.

Hazret-i Ebû Bekr’in yüzüğünde, (Ni’mel kâdir Allah) yazılı idi. Hazret-i Ömer’in (Kefâ bil-mevt vâ’ızan yâ Ömer), hazret-i Osmân’ın (Le-nasbirenne), hazret-i Alî’nin (El-mülkü lillah) yazılı idi.

Hazret-i Hasen’in yüzüğünde, (El-izzetü lillah) yazılı idi “radıyallahü teâlâ anhüm”...

Hazret-i Mu’âviye’nin yüzüğünde (Rabbigfir-lî), İbni Ebî Leylâ’nın (Ed-dünyâ garûrün), İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin (Kul-il-hayr ve illâ fesküt), İmâm-ı Ebû Yûsüf’ün (Men amile bi-re’yihî nedime), İmâm-ı Muhammed’in (Men sabere zafire), İmâm-ı Şâfi’înin (El-Bereketü fil kanâ’a) yazılı idi.

Yüzüklerini mühür olarak kullanırlardı. Osmânlı pâdişâhlarının mühürlerine, (Tuğra) denir. Tuğraları yüzüklerinde değildi. Tuğrayı, buna mahsûs vezîr taşır. Her tuğrada pâdişâhın adı, bunun üstünde babasının adı, dahâ yukarıda (El-muzaffer dâimâ) yazılıdır.