"Rabbin kim, dînin nedir?"
27/04/2021 Salı Köşe yazarı A.U
Efendimiz, bir gün eshâbına;
“Mümin kabre girince iki suâl meleği gelir. Ancak çok heybetli ve
korkunçturlar! Onu sorguya çekerler" buyurdu.
Hazret-i Ömer sordu:
"Yâ Resûlallah! Kabirde aklımız başımızda olacak mı?" Efendimiz
buyurdu ki:
"Evet yâ Ömer, olacak!”
Hazret-i Ömer arz etti ki:
“Öyleyse korkacak bir şey yok."
Hazret-i Alî, bu söze şaştı!
Vaktâ ki Ömer Fâruk vefât etti.
Bunu hâtırladı hemen.
Kendi kendine dedi ki:
"Bakalım dâvâsının eri olacak mı?"
Definden sonra bir kenara oturdu.
Ve kabre teveccüh etti.
Gördü ki, suâl melekleri sordular:
"Rabbin kim, dînin nedir?"
Hazret-i Ömer sordu onlara:
"Siz nereden geliyorsunuz?”
"Yedinci kat gökten."
"Bu mesâfe, sizce ne kadardır?"
"Yedi bin yıllık yoldur.”
"Pekâlâ, siz bu uzun yoldan gelinceye kadar Rabbinizi unuttunuz mu?”
"Unutmadık" dediklerinde;
"Siz, yedi bin yıllık yoldan geldiniz ve Rabbinizi unutmadınız da, ben
biraz önce evimden çıkıp geldim, niçin unutayım?” buyurdu.
Hazret-i Alî bunu duydu:
Ve kendi kendine;
"Ey kardeşim Ömer! Gerçekten sözünün eriymişsin" dedi.
Bir Fâtiha okudu.
Ve gönderdi rûhuna...