Yakınları ziyaret etmek
27/05/2020 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Anayı, babayı ve zi-rahm-i mahrem olan akrabayı ziyaret etmek vaciptir.
Sual: Bilhassa bayramlarda ön plana çıkan akraba ziyaretlerinde öncelik ve
sıra nasıl olmalıdır?
Cevap: Anayı, babayı ve zi-rahm-i mahrem olan akrabayı ziyaret etmek
vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak veya telefon
ederek bu günahlardan kurtulmalıdır. Selamın, mektubun, sözle ve para ile
yardımın miktarı, zamanı yoktur. Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zi-rahm-i
mahrem olmayan akrabaya bunları yapmak vacip değildir. Bunlar önce anaya, sonra
babaya, sonra evlada, sonra ecdada yani dedelere, sonra ceddada yani ninelere,
sonra erkek ve kız kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere
yapılır. Bunlardan sonra, zi-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına ve
hala, dayı ve teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba olanlara, sonra
komşulara yardım ve ihsan etmek çok sevaptır.
Müslüman ve İslamiyete uyan akrabayı ziyaret etmek lazımdır. Uzak
memlekette ise, mektupla, telefonla gönlünü almalıdır. Dargın, kinli ise de,
vazgeçmemelidir. Akrabası gelmezse, cevap vermezse de, giderek veya hediye,
selam göndererek, yahut mektupla, telefonla yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü
teâlâ, Müslüman ve salih olan akrabayı ziyareti emrediyor. Berîka ve Hadîka
kitaplarında deniyor ki:
“Kat'-i rahm, yani akraba ile ilişiği kesmek büyük günahtır. Erkek olsun,
kadın olsun zi rahm-i mahrem akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Amca kızı gibi
mahrem olmayan zi rahm akrabayı ve zi rahm olmayan akrabayı ziyaret vacip
değildir. Fakat bunlara da hediye, selam yollamak müstehaptır.”
***
Sual: Bayramları vesile ederek küsleri barıştırmanın ve ölmüş olan
yakınlarımızı kabirlerinde ziyaret etmenin dinen hükmü nedir?
Cevap: Dargın olanları barıştırmak, akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret
etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Erkeklerin kabirleri ziyaret etmeleri
de sünnettir.
***
Sual: Hediyeleşmek, insanlar arasında sevgiyi, muhabbeti arttırır mı?
Cevap: Selamın, yardımın ve hediye vermenin zamanı yoktur. Hadis-i şeriflerde; (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz, sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler yüz ve tatlı dildir. Herkese karşı, dosta ve düşmana, daima güler yüz ve tatlı dil göstermelidir.