Muharrem ayı ve Aşûre gününün fazileti...
27/07/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Aşûre günü Muharrem ayının en
kıymetli günüdür. O gün tutulan oruç, bir senenin günahlarına kefarettir...
Aşûre günü Muharrem ayının en kıymetli günüdür. O gün tutulan
oruç, bir senenin günahlarına kefarettir. Aman kaçırmayalım, dalgınlığa
gelmeyelim.
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) anlatır:
"Bir gün huzuru saadette oturuyorduk. Bir adam gelip şöyle
sordu:
-Ya Resulallah, ramazan orucu farzdır, tutuyoruz, ondan
sonra hangi ayda tutmamı tavsiye edersiniz?
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
-Muharrem
ayında tut çünkü o şehrullahtır (Allahü teâlânın ayıdır). O ayda Rabbimiz
birçok kavimlerin tevbesini kabul buyurdu. Bundan sonra tevbe edenlerin de
tevbesini kabul eder."
İbn-i Abbas radıyallahu anh buyurdu ki:
"Peygamberimiz Aşûre günü oruç tuttular ve tutulmasını da
emrettiler. Aşûre günü aile efradının nafakasını geniş tutanın yıl boyu rızkı
bereketlenir."
Aşûre günü tek oruç tutmak mekruhtur. Çünkü Yahudiler de aynı
gün tutuyorlar. Onlara benzememek için iki gün tutmalıdır...
Allahü teâlâ birçok duaları Aşûre Günü kabul
buyurdu... Birçok peygamberin ve mü'minlerin kurtuluşu bu mübarek güne
rastlamıştır.
Hazreti Hüseyin radıyallahü anh ise Aşûre Günü şehâdet şerbetini
içerek Rabbine ve sevgili dedesine kavuşmuştur.
Hazreti Hüseyin ve ağabeyi Hazreti Hasan, Medine-i Münevverede
dünyamızı şereflendirmişlerdi. Mübarek dedeleri başta olmak üzere bütün
sahabiler tarafından çok sevilmiş, takdir edilmiş ve el üstünde tutulmuşlardı.
İslâm dini uğrunda pek sıkıntı çekmemişlerdi. Bu da derecelerinin Bilâl-i
Habeşi, Ammar bin Yasir (radıyallahü anhüm) gibi imanları uğrunda "eza ve
cefa"ya maruz kalanlardan daha düşük olmasına sebep
olacaktı. Rabbimiz, onları çok sevdiğinden "makamlarını yükseltmek
için" ikisine de "şehâdet" rütbesini ihsan buyurdu.
Bu iki mübarek insanın "şehid" olmaları bizler için
musibet gibi görünse de onlar için büyük nimet olmuştur. Bizler bu hadiselere
üzülsek de, onlar dereceleri yükseldiği için kim bilir ne kadar
sevinmişlerdir?..
Musa aleyhisselam bir yerden geçerken bir adamcağıza rastlar.
Bakar ki; yabani hayvanlar tarafından parçalanmış. Zavallının vücudunun bir
kısmı yenmiş, bir kısmı terk edilmiş.
Musa aleyhisselam taaccüb ederek;
"Ya Rabbî" dedi: "Ben bu kulunu tanırdım. Salih,
âbid mütteki bir kimse idi, seni de çok severdi. Acaba bu musibet başına neden
geldi? Hikmeti nedir?"
Allahü teala buyurdu ki:
"Ya
Musa doğrudur. Bu kulum bizim salih kullarımızdan biriydi, muhabbet ehliydi.
Ancak, bizden çok yüksek makâmlar talep etmekteydi. Ne var ki; amelleri o
makamlara çıkmasına kâfi değildi. Biz ona bu musibeti verdik ki istediği
makamlara erişsin!"
.....
NOT: Bu makale ilk 7 Kasım
2013 Perşembe günü yayınlanmıştır.