Adını Abdülkâdir koydular
27/08/2019 Salı Köşe yazarı A.U
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri (rahmetullahi aleyh) hem
seyyiddir, hem de şerîf.
Doksanbir yaşında, Bağdat'ta vefât etti.
Doğduğunda, babası, tam altmış yaşındaydı.
Annesi de yaşlanmıştı.
İkisi de evliyâdandı.
Ve Resûlullahın evlâdı idiler.
Abdülkâdir henüz doğmamıştı ki, bir gün önce, babası rüyâ gördü.
Şöyle ki;
Peygamberimiz, ona;
"Allahü teâlâ, sana bir erkek evlât verecek. O, benim evlâdımdır,
ileride derecesi çok yüksek olacak" buyurdu.
Uykudan uyandı.
Çok duygulandı.
Gerçekten bir oğulları oldu.
Adını, Abdülkâdir koydular.
O gün ramazanın ilk günüydü...
Akşama kadar hiç süt emmedi.
İkinci gün de öyle geçti...
Ramazanın sonuna kadar, “otuz gün” hiç süt emmedi.
Yâni oruç tuttu.
Öbür ramazan geldi.
Yine böyle oldu.
Annesini emmedi.
Ramazanın ilk günü hava “bulutlu” olduğundan, insanlar hilâli göremeyip,
ramazanın başladığında şüphe ettiler.
Bu hanıma sordular.
Annesini emmemişse, ramazan olduğunu anlayacaklardı.
Kadıncağız;
“Hiç emmedi” dedi.
Onlar, bu cevâbı aldılar.
Ramazan olduğunu anladılar.