"Allahü teala, halis Türkleri aziz kıldı...”
27/08/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
Sultan Muhammed Alparslan,
Türkleri bir bayrak altında toplamak istiyordu. Bu gaye ile ordusuyla
Maveraünnehr’e doğru sefere çıkar...
Dün, Büyük Selçuklu
Sultanı Alparslan'ın Malazgirt Zaferinin yıl dönümüydü... Bugün bu vesileyle
bir nebze o büyük Sultan'ın hizmetlerinden bahsetmek istedik efendim...
Muhammed Alparslan, Türk
milletinin en büyük kahramanlarındandır. Malazgirt'te Bizans ordusunu yenerek
Türklere Anadolu kapılarını açmıştır...
Sultan Alparslan,
tarihî zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve
talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek, imar ve sulama tesisleri
yapmak suretiyle de büyük hizmetler yaptı. Zamanında; İmam-ı Gazali ve İmam-ı
Serahsi gibi büyük âlimler yetişmiştir...
Muhammed Alparslan, İslamiyet’i
içten yıkmaya çalışan bid'at fırkalarıyla çok mücadele etmiştir. Hatta bir
gün; “Kaç defa söyledim. Biz, bu ülkeleri Allahü tealanın izniyle
silah kuvveti ile aldık. Temiz Müslümanlarız, bid’at nedir bilmeyiz.
Bu sebepledir ki, Allahü teala, halis Türkleri aziz kıldı” demiştir...
***
Sultan Alparslan,
Malazgirt Zaferinden sonra 1072 senesinde çok sayıda atlı ile Maveraünnehr’e
doğru sefere çıktı. Türkleri bir bayrak altında toplamak istiyordu.
Ordunun başında Buhara’ya yaklaştı. Amuderya nehri üzerinde bulunan Hana
kalesini muhasara etti. Kale komutanı, Batıni fırkasına mensup Yusuf
el-Harezmi, kalenin fazla dayanamayacağını anladı ve teslim olacağını bildirdi.
Hainin bir planı vardı! Alparslan’ın huzuruna çıkarıldığı sırada hücum
edip, hançeri ile onu öldürecekti! Nitekim öyle yaptı. Huzuruna vardığında
Sultana saldırdı. Hançeriyle onu yaraladı. Kendisi de anında orada infaz
edildi...
Sultan Alparslan
aldığı yaralardan kurtulamadı. Dördüncü günü, tarihe geçen şu sözleri
söyleyerek şehit oldu:
“Her ne zaman düşman
üzerine azmetsem, Allahü tealaya sığınır, O’ndan yardım isterdim. Dün bir
tepe üzerine çıktığımda, askerimin çokluğundan, ordumun büyüklüğünden
bana, ayağımın altındaki dağ sallanıyor gibi geldi. 'Ben, dünyanın
hükümdarıyım. Bana kim galip gelebilir?' diye düşündüm. İşte bunun
neticesi olarak, cenab-ı Hak beni aciz bir kulu ile cezalandırdı.
Kalbimden geçen bu düşünceden ve daha önce işlemiş olduğum hata ve
kusurlarımdan dolayı Allahü tealadan af diliyor, tövbe ediyorum. La ilahe
illallah Muhammedün resulullah!..”
1072'de henüz 42 yaşındayken vefat eden Alparslan, Tahran yakınlarındaki Rey şehrine defnedildi. Ruhu şad olsun...