Öfkeyle pişirilen yemek!..

27/08/2024 Salı Köşe yazarı A.U

Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin, Melik Hüseyin adında bir sevdiği, bu zâtı evine yemeğe dâvet etti.

 

Büyük velî teşrîf etti...

 

Yanında biri de vardı.

 

Sofra geldi, yemekler kondu.

 

Fakat mübârek zât yemiyordu.

 

Ev sâhibi merak etti...

 

Ve hattâ çok üzüldü!

 

"Acabâ bir hatâ mı işledim?" diyordu içinden...

 

En nihâyet;

 

“Efendim, yemeklerimiz, şahsî malımdan olup helâl ve tayyiptir. Tek kuruş haram karışık değildir, rahatlıkla yiyebilirsiniz” diye arz etti saygı ve edeple.

 

O zât buyurdu ki:

 

“Biliyorum, yemekler helâldir.” Talebe sordu:

 

“Öyleyse niçin yemiyorsunuz efendim?”

 

Mübârek zât;

 

“Bugün Hirat'ta öyle fakîrler var ki, bir lokma ekmeğe muhtaçlar. Onlar bu hâldeyken biz bu çeşitli ve leziz yemekleri nasıl yiyebiliriz?” dedi.

 

Ve yemeden kalktı sofradan...

 

● ● ●

 

Bir gün de bir talebesinin evine gitmişti.

 

Önüne yemek getirdiler.

 

Ama yemedi.

 

Talebe çok üzülüp;

 

“Efendim niçin yemiyorsunuz?” diye sordu edeple.

 

Büyük velî;

 

“Bu yemeği pişiren, gadaplı ve öfkeliymiş! Böyle pişen yemekte hayır ve bereket olmaz, hattâ şifâ değil, hastalık olur” buyurdu.