Kul hakları kaç çeşittir?
27/09/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Sirkat (hırsızlık),
gasb, aldatmak ve yalan söylemekle mâl satmak, kalp akça vermek mâlî
olan kul haklarındandır.
Kul hakları beş
türlüdür:
1- Mâlî [Para ile alâkalı
olanlar], 2- Nefsî [hayâtî yönden hak], 3- Irzî [Haysiyetle
ilgili], 4- Mahremî [Nâmûsla ilgili] ve 5- Dînî olan kul
hakları.
1- Sirkat (hırsızlık),
gasb, aldatmak ile ve yalan söylemekle mâl satmak, kalp akça vermek, başkasının
mâlına ziyân vermek, yalancı şâhidlikle veyâ zâlime haber vermekle veyâ rüşvet
vermekle, mâlına zarar vermek, mâlî olan kul haklarıdır.
Bir kuruş, bir habbe
mâl için tevbe etmek ve sâhibi ile helâlleşmek lâzımdır. Mâlî haklar için,
çocukların da helâlleşmeleri, ödemeleri lâzımdır. Dünyâda helâlleşmezse,
âhırette sevâbları ona verilerek helâlleşilecektir. Mâl sâhibi ölmüş
ise, vârisine ödenir. Vârisi yoksa veyâ mâl sâhibi bilinmiyorsa, fakîre hediyye
olarak verilip, sevâbı sâhibine gönderilir. Sâlih olan Müslümân fakîr yoksa,
İslâmiyyete ve Müslümânlara hizmet eden hayır cem’ıyyetlerine, vakıflara
verilir. Kendi sâlih akrabâsına, fakîr olan analarına, babalarına, çocuklarına
hediyye olarak vermesi de, câiz olur. Fakîre, hediyye diyerek verilen
şey, sadaka olur; sadaka sevâbı hâsıl olur.
Bunları yapma imkânını
bulamazsa, mâl sâhibinin ve kendisinin afv olunmaları için duâ eder. Kâfirin hakkı
için de, onunla helâlleşmek lâzımdır. Gönlü alınmazsa, âhırette afv olunması,
çok güç olacaktır.
2- Nefsî,
yani hayâtî günâh, adam öldürmek, bir uzvunu telef etmek, sakat bırakmak
gibi şeylerdir. Önce tevbe etmek, sonra kendini onun Velîsine teslîm etmek lâzımdır.
Velîsi isterse afv eder. İsterse mâl karşılığı sulh yapar. İsterse, mahkemeye
verip, hâkimden cezâlandırılmasını ister. Kendisinin karşılık yapması, câiz
değildir. [İslâmiyyette kan davâsı yoktur.]
3- Irza dokunan kul
hakkı, gıybet, dedikodu, iftirâ, alay, sövmek gibi
şeylerdir. Tevbe etmek ve helâlleşmek lâzımdır. Bunlarda vârisle
helâlleşmek olmaz.
4- Mahremî olan hak,
başkasının zevcesine, çoluk-çocuğuna, hıyânet etmektir. Tevbe ve istiğfâr
eder. Fitne çıkma ihtimâli varsa, helâlleşmek yerine, ona duâ eder ve onun
için sadaka verir. Yaptığı ibâdetlerin sevaplarını ona bağışlar.
5- Dînî hak,
akrabâsına ve emri altında olanlara din bilgisi vermeyi terk etmektir; bunların
ve bütün insanların din bilgisi öğrenmelerine ve ibâdet yapmalarına mâni’
olmaktır ve başkasına kâfir, fâsık demektir. Bid’at çıkarıp veya mevcut
bid’atleri savunup Müslümânların yanlış inanmalarına ve yanlış ibâdet
etmelerine sebep olmak.
Helâlleşirken günâhı
bildirmeyip, bendeki haklarını afv et demek, câizdir.
Kitaplarda, “Üzerinde
Allahü teâlânın hakkı veya kul hakkı bulunanın, iki şahit yanında vasiyet
etmesi veya yazması vacibdir” deniyor. Vasiyet yazmak vâcibdir.
Üzerinde Allah hakkı olan kimsenin, “hakları sayarak devir ve iskâtımı yapın” demesi veya vasiyetine yazması gerekir. Devir ve iskât yapmakla, bu borçlar ödenmiş olmazsa da, Allahü teâlânın affına sebep olacağı umulur.