"Yoksa o, Hazreti Hızır mıydı?"
27/10/2023 Cuma Köşe yazarı A.U
Anadolu
velîlerinden Abdürrahîm Tırsî hazretlerinin bir arzusu vardı
gençliğinde. Hızır aleyhisselâmı görmek...
"Onu bir
görebilsem" diye sızlanır dururdu. Hocası, Eşrefzâde Rûmî hazretleriydi.
Biliyordu onun bu
arzusunu.
Bir gün çağırdı onu:
“Abdürrahîm!”
“Buyurun hocam.”
“Pazara git de, biraz
elma al bize!”
“Başüstüne” dedi.
Sepetini aldı.
Ve düştü yola.
Elmayı alıp dönüyordu
ki, yanına bir derviş gelip sordu:
“Ey genç! Ne var
sepetinde?”
"Elma var"
dedi.
Ve açtı sepetini,
gösterdi.
Derviş bir “elma” aldı.
Ve devam etti yoluna.
Genç Abdürrahîm buna
bir mânâ veremedi. Dergâha varıp koydu elma sepetini hocasının önüne.
Eşrefzâde sepete
baktı.
Ve Abdurrahîm'e;
“Bu elmaların biri
eksik” dedi.
O an hâtırladı yolda
olanı.
Ve arz etti aynen
hocasına.
Sordu hocası:
“Niçin yapışmadın
eteğine?”
Abdürrahîm'in kalbine
bir “ateş” düştü:
Ve sordu hemen:
"Yoksa o, Hazreti
Hızır mıydı?"
Hocası tebessümle;
“Evet ya, o gördüğün
Hızır idi. (Görsem görsem) derdin de (Bilsem) demezdin. İşte gördün, ama
bilemedin” buyurdu.
Genç Abdürrahîm, o
günden sonra "Görsem ve bilsem" diye duâ eder oldu
artık. (Devamı yarın)