Günâh ve tövbe münâsebeti...
27/10/2024 Pazar Köşe yazarı R.A
"Dînde yasak olan şeyler" manâsına
gelen "Günâh”lar, genel olarak ikiye ayrılmaktadırlar: 1-
"Sağâir (Küçük Günâhlar)", 2- "Kebâir (Büyük Günâhlar)"
Makâlemize, bir âyet-i kerîme meâli ile başlayalım: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde (meâlen) buyurdu ki: "Biri bir günâh işler veya kendine zulmeder de, sonra pişmân olup, Allahü teâlâya tövbe-istiğfâr ederse, Allahü teâlâyı afv ve mağfiret edici, çok merhametli olarak bulur." (Nisâ sûresi, 110)
Bugün ve yarınki makâlelerimizde inşâallah birer nebze “günâh” ve “tövbe” terimlerinden
bahsetmeye çalışacağız. Bilindiği üzere, "Dînde yasak olan
şeyler" manâsına gelen "Günâh”lar, genel olarak
ikiye ayrılmaktadırlar: 1- "Sağâir (Küçük Günâhlar)", 2-
"Kebâir (Büyük Günâhlar)". "Sağâir"in müfredi
(tekili) "Sağîre", "Kebâir"in tekili de "Kebîre"dir.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuştur ki: "Bir
zerrecik kadar (çok az) bir günâhtan kaçınmak, bütün cin ve
insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir."
"Günâh-ı sağîre'ye (küçük günâha) devâm, büyük günâha yol açar.
Günâh-ı kebîre'ye (büyük günâha) devâm da, küfre yol açar." (İmâm-ı
Rabbânî Ahmed Fârûk-ı Serhendî)
"Küçük günâhı işlemekte ısrâr etmek büyük günâhtır." (Muhammed bin
Kutbüddîn İznikî)
İslâm âlimleri buyuruyorlar ki:
"Günâhların hepsi, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak olduğundan
büyüktür. Fakat bâzısı, bâzısına göre küçük görünür. Günâhlardan
kaçınmak ise herkese farzdır." (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
"Harâmları, küçük günâh ve büyük günâh diye ikiye ayırmışlar ise de,
küçük günâhlardan da, büyük günâhlardan kaçıldığı gibi kaçınmak, hiçbir günâhı
küçümsememek gerekir. Çünkü Allahü teâlâ intikâm alıcıdır; istediğini yapmakta hiç kimseden
çekinmez. Gazabını, düşmânlığını günâhlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir
günâh, intikâmına, gadabına sebeb olabilir." (Mevlânâ Muhammed Rebhâmî)
"Tahrîmen (harâma yakın) mekrûh işlemek küçük günâhtır. Küçük günâha
devâm etmek, büyük günâh olur." (İbn-i Nüceym-i Mısrî)
Dârul-Fünûn müderrislerinden Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (rahmetullahi aleyh),
günâhların 3’e ayrıldığını ifâde ederek, 3. madde olarak “Ekberul-kebâir”i
ilâve etmektedir. Nitekim Peygamber Efendimiz, bir hadîs-i şerîfinde, “Elâ
ünebbiüküm bi-ekberil-kebâir…: Size büyük günâhların en büyüklerini haber
vereyim mi?...” buyurup 7 büyük günâh saymıştır.
Ayrıca, “İctenibüs-seb’al-mûbikât = İctenibüs-seb’al-mühlikât = Helâk
edici 7 günâhtan sakınınız…” buyurmuştur.
Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruh):
"Kebîre sâhibi îmândan çıkmaz. Kebîre sâhibinin (âhıretteki)
hâli, Allahü teâlânın irâdesine kalmıştır; dilerse bağışlar, dilerse azâb
eder" ve "Kebîre işlemek küfür değil; fısktır, emre
itâattan çıkmaktır" buyurmuştur.