"Bu genç niçin dileniyor?.."
27/11/2018 Salı Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, bir gün evinin önünde oturuyordu ki, bir genç gelip para istedi ondan.
Ama bir şey vermedi.
Zira gencin üzerinde “yeni bir elbise” vardı.
Hiç de fakire benzemiyordu.
Kalbinden;
"Bu genç niçin dileniyor? Yaşı henüz genç, sakat değil, elbisesi yeni. Bu hâlde dilenmek ona yakışıyor mu?" diye geçirdi.
O genç de ayrılıp gitti.
Eli boş, boynu bükük.
Ve kırılmış bir kalple.
O gidince pişman oldu böyle düşündüğüne.
Peşinden koştuysa da göremedi bir daha.
Kendi kendine;
"Ey nefsim, niçin kırdın onu? Rabbimiz rızık gönderirken bakıyor mu kullarının günâhına? Belki de o, Allahın sevgili bir kuluydu, kim bilir" diye düşündü...
Ve uyuyakaldı.
Rüyâsında Hazret-i Alî'yi “radıyallahü anh” gördü.
Yanında o genç vardı.
Alî bin Ebî Tâlip;
“Niçin üzdün bu genci? Paran da vardı hâlbuki. Parası varken fakîre vermeyeni, Allahü teâlâ sevmez” buyurdu.
O anda uyandı uykudan.
“Eyvâh ben ne yaptım!” dedi kalbinden.
Fırladı yataktan.
Dünyâlık nesi varsa tamamını tasadduk etti fukarâya. Ve o gün yola çıktı. Bağdat medresesinde, “on beş sene” ilim tahsil etti.
Sonra, Ebû Hafs-ı Haddâd hazretlerini tanımakla şereflendi.