“Müminin dünyâdaki hediyesi yoksulluktur”
27/11/2019 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Fakîrlik, mümin için, atın yanağındaki dizgin ve alnındaki beyazdan daha
süslüdür.”
İbn-i Hınnâ hazretleri Mısır’ın hadîs âlimlerindendir. 640 (m.
1243)’de doğdu. 707 (m. 1307)’de vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden
bazıları:
Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) oğlu İbrâhîm vefât ettiği zaman,
mübârek gözleri yaşardı. Bu hâli gören eshab-ı kiram: “Siz bize ağlamayı
menetmediniz mi?” dediklerinde, Resûlullah “Bu gözyaşı, bir merhamet ve
acıma neticesidir. Allahü teâlâ kullarından merhametli olanlara rahmet
eder” buyurdu.
Resûlullah bir zâta, “Nasıl sabahladın?” buyurdular. O zât
da “Hayır üzereyim” dedi. Resûlullah aynı suâli üç defa tekrarladılar ve
üçüncü de o zât “Allaha hamd-ü senalar olsun” deyince,
Resûlullah “İşte senden bu cevâbı bekliyordum, bunun için bu soruyu
tekrarladım” buyurdu.
Diğer hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kim ki din ve dünyâsında rahat ve huzur içinde olmak isterse,
vera bakımından kendisinden üstün ve servet bakımından kendisinden düşük
olanlara baksın.”
“Muhakkak Kur’ân-ı kerîm bir zenginliktir ki, onun üstünde zenginlik
olmadığı gibi, onunla beraber de fakîrlik yoktur.”
“Allahü teâlâ bir kuluna hayır murâd ettiği vakit, onun günahının cezasını
acele ile dünyâda kendisine çektirir.”
“Yedirip şükreden, oruç tutup sabreden gibidir.”
“Allah korkusundan müminin kalbi ürperdiği vakit ağacın yaprakları düşer
gibi günahları dökülür.”
“Herhangi bir mümin ki, Allah korkusundan sivrisineğin başı kadar da olsa
gözünden bir damla yaş çıkar, sonra sıcaklığı yüzüne değerse, Allahü teâlâ onu
Cehenneme haram kılar.”
“Fakîrlik, mümin için, atın yanağındaki dizgin ve alnındaki beyazdan daha
süslüdür.”
“Müminin dünyâdaki hediyesi yoksulluktur.”
“Sizin her biriniz şükreden dile, şükreden kalbe sâhib olsun. Bir de
âhireti husûsunda kendisine yardımcı olacak bir kadın elde etsin.”
“Azîz ve celîl olan Rabbim, Mekke vadisini altın yapıp emrime verilmesini
bana bildirdi. Ben dedim ki: Ey Rabbim, bunu istemem. Bir gün aç, bir gün tok
olarak yaşayayım, bu bana yeter. Acıktığım gün, sana tazarrû ve niyazda
bulunurum. Doyduğum gün de sana hamd eder ve senada bulunurum.”
“Dört şey zorlukla elde edilir: Susmak ki, ibâdetin başlangıcıdır. Tevâzu,
çok zikir ve az varlık ile yetinmektir.”
“Allahü teâlâya yönelen kimseye, Allahü teâlâ her husûsta yeter ve ummadığı
yerden onu rızıklandırır. Fakat dünyâya yönelen kimseyi de, dünyâya havale
eder.”