Hadîs-i şerîf ve çeşitleri...
27/11/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Önce “Hadîs-i
Şerîf” ne demektir? suâliyle konumuza başlayalım. “Hadîs”in
birkaç çeşit ta’rîfi vardır: Genel olarak “Resûlullah’ın sözü” demektir. “Sened” ve “metin” olmak
üzere 2 kısımdan meydâna gelmektedir. Sened, hadîsi
nakledenlerin isimlerinin yer aldığı kısım; metin ise,
Peygamberimizin söz veya fiilinin nakledildiği kısımdır.
Ama “Peygamberimize âid olduğu ifâde
edilen her türlü kavil (söz), fiil (iş) ve takrîr (onaylama) ve hâl (durum) ile
ilgili haberler”e hadîs denilir.
Yine “Resûlullah’a, Sahâbe-i kirâma ve
Tâbiîne âid olan söz, fiil ve takrirler”e de hadîs
denilmektedir. Bunlara “Haber”, “Eser” ve “Sünnet” de
denilir.
“Eser” nedir?
denilecek olursa, “Eser”: Mevkûf ve
maktû’ hadîs veyâ duâ bildiren merfû’ hadîs demektir. Pekçok
hadîs âlimi, “eser” umûmî olarak, hem
Peygamberimizin, hem Sahâbe-i kirâmın, hem de Tâbiînin söz, fiil ve
takrîrlerine (onaylarına) denilir demektedirler. Ama İmâm
Ebû Yûsuf, Peygamberimizin ve Sahâbe-i kirâmın söz, fiil
ve takrîrlerine
“eser” denilir demiştir. Fakat Horasân fakîhleri, sâdece Sahâbe-i
kirâmın ve Tâbiînin söz, fiil ve takrirlerine “eser” denilir
demişlerdir.
Hadîs-i
şerîflerin çeşitleri vardır: Yanî hadîs-i şerîfler,
çeşitli yönlerden taksîm edilmektedir. Burada sâdece birkaç tanesine temâs
edelim:
a) Hadîs,
bir yönden “Hadîs-i
kudsî” ile “Hadîs-i şerîf” şeklinde
ikiye ayrılır. “Hadîs-i kudsî”, manâsı Allahü
teâlâya, lafzı Peygamberimize âid olan hadîs; “Hadîs-i şerîf” ise
hem manâsı, hem de sözü Peygamberimize âid olan hadîs demektir.
Hadîs-i kudsîleri söylerken, Peygamber Efendimizi (sallallahü
aleyhi ve sellem) bir nûr kaplardı ve hâlinden belli olurdu. Demek ki “Hadîs-i
kudsî”: Kur’ân-ı kerîm dışında, Allahü teâlâya nisbet
edilen söz ve fiildir (iştir.) Yanî “Hadîs-i kudsî”, manâsı
Allahü teâlâya, lafzı (sözü) Peygamberimize âid olan hadîs demektir. “Hadîs-i
kudsî”de, Allahü teâlânın, Peygamberimizin mübârek kalbine
ilkâ ve ilhâm buyurduğu manâyı, onun kendi lafızlarıyla ifâde etmesi söz
konusudur.
“Hadîs-i
kudsî” ile “Hadîs-i şerîf” görüldüğü
gibi birbirlerinden ayrıdırlar, yanî farklıdırlar. “Hadîs-i
kudsî” Allahü teâlâya, Kur’ân-ı kerîm dışında nisbet
edilen söz ve fiildir (iştir).
b) Hadîs,
başka bir yönden “Mütevâtir” ve “Âhâd” olmak
üzere yine ikiye ayrılmaktadır. “Mütevâtir”, her
tabakasında, yalan üzerinde ittifâk etmeleri aklen mümkün olmayan toplulukların
naklettikleri haberdir. “Âhâd” ise
her tabakada birer râvînin rivâyet ettiği hadîstir.
c) Yine
hadîs, başka bir açıdan da “Merfû”, “Mevkûf” ve
“Maktû’” hadîs
olarak yine üçe ayrılır. “Merfû hadîs” Peygamberimizin
hadîsi, “Mevkûf hadîs” Sahâbe-i kirâmın
hadîsi, “Maktû hadîs” de Tâbiînin hadîsi
demektir.
d) Diğer
bir yönden ise hadîs, “Sahîh”, “Hasen” ve “Zayıf” olmak
üzere üçe ayrılmaktadır. Şimdi makâlemizin hacmi doldu; onları da başka bir
makâlemizde îzâh edelim inşâallah.