"Benim en büyük hasletim insanların duasını almak..."
27/12/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Büyük âlim ve velîlerden Ubeydullah-i Ahrar hazretleri buyurdu
ki: "Benim belki doğuştan gelen bir huyum vardır. İnsanlara yardım ederek
dualarını almak."
İyi
bir Müslüman olmak için (Ahlâk-ı hamide) yâni güzel ahlâka sahip olmak,
(ahlâk-ı zemime) yâni kötü ahlaktan uzak durmak lâzımdır. Ancak bununla dünya
ve âhiret saâdeti elde edilir.
Güzel
ahlâk, ilim ve edeb öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir.
Kötü ahlâk da bunun tersidir. Yâni cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü insanlarla
arkadaşlık etmekten hâsıl olur.
Cenâb-ı
Hak, Peygamber aleyhisselâmı överken (Gerçekte sen büyük bir ahlâk üzeresin)
buyurmaktadır. İyi insan, iyi ahlâklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar
edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir.
Din
büyüklerimiz buyurdular ki: "Kötü ahlâk, öyle bir fenalıktır ki, onunla
yapılan birçok iyilikler fayda vermez. Güzel ahlâk, öyle bir iyiliktir ki,
onunla yapılan günâhlar affa uğrar."
İnsanın
iyi huylu olabilmesi, tarlaya faydalı tohum ekebilmesinin en önemli başta gelen
şartı; iyi arkadaş bulmaktır. Kötü arkadaşla beraber olan, ne kadar iyi olursa
olsun bir gün bozulabilir. İyi arkadaşla beraber olan, kendisi bozuk bile olsa
yine bir gün kurtulabilir.
***
Silsile-i
aliyye büyüklerinden Ubeydullah-i Ahrar hazretlerine sormuşlar, "Efendim,
bu makama, bu tasavvuf derecelerine nasıl kavuştunuz?" diye. O mübarek zat
da şu cevabı vermiş:
"Ben
ömrümde tasavvuf kitabı okumadım. Hiç böyle şeylerden haberim yok, bilmem.
Ancak benim belki doğuştan gelen bir huyum vardır. Elimde değil, insanlara
yardım ederek, birini gidip ziyaret ederek dualarını almak... Kapı kapı dolaşır
kimin ne ihtiyacı varsa, kimin hastası varsa, kimin dinî meselede sıkıntısı
varsa, onlara yardım ederim. Bunlar benim en büyük hasletimdir... Hatta bir
defasında medresede üç arkadaş kalıyorduk. İkisi çok bulaşıcısı bir hastalığa
müptela oldular. Herkes bana dedi ki: Çık oradan, o odada kalma! Ben ölürüm
gene çıkmam, onlar benim arkadaşım, hastaysa hasta, bulaşırsa bulaşsın, dedim.
Onlara yemek yedirdim, sularını içirdim. Her türlü hizmeti sonuna kadar yaptım.
Ama sonunda bana da hastalık bulaştı. Ölürsem ölürüm, dedim. Fakat Allahü teâlâ
her şeye kâdir. Onlar da ben de iyileştik. Niye? Allaha güvendiğimiz
için!.."
***
Ubeydullah-i
Ahrar hazretleri buyurdu ki: "Eğer ben şeyhlik yapsaydım hiçbir tekke bir
tane mürit bulamazdı. Hepsi bana gelirdi. Ama ben bu yolu seçmedim. Ben
Allah'ın kullarına iyilik yapmayı seçtim."
Bugünkü yazımızı şu hadis-i şerif ile bitirelim: "İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır." (Dare Kutni)