"Merkebimi sen aldın!.."
28/01/2019 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Ebül Hasen Büşencî hazretleri zamanında bir çiftçinin merkebi kayboldu. Başka da merkebi yoktu garibin.
Mutlaka bulmalıydı onu.
Düşünüp bir yol buldu.
Şöyle ki;
Ebül Hasen Büşencî hazretlerinin evine gitti.
Ve çaldı kapıyı.
Büyük zât çıktı kapıya:
“Buyurun kardeşim.”
Dedi ki:
“Merkebim çalındı, herhâlde sen almışsındır, hemen getir teslim et.”
“Kardeşim! Ben sizi tanımam, başka biri almış olmasın?”
“Hayır, sen aldın.”
“Almadım kardeşim.”
“Sen almadıysan, nerede öyleyse. Onu bul, yoksa gitmem buradan.”
Mübârek el kaldırıp;
"Yâ Rabbî! Bir an önce bu kulun merkebini buldur da çeksin benden elini" diye yalvardı.
O an merkebin sesi duyuldu.
Adam murâdına kavuşmuştu.
Büyük velîye dönüp;
“Efendim, merkebimi sizin almadığınızı biliyordum. Bilerek bu yola tevessül ettim, ne olur, kusuruma bakmayın” dedi.
Mübârek sordu:
“Maksadın ne idi peki?”
“Sizin, Allah dostu bir velî olduğunuzu bilerek geldim ve sizi zor durumda bırakıp, duâ etmenizi sağladım. Zîra bilirdim ki, Hak teâlâ, sevdiği kullarının duâsını reddetmez. Bunun için böyle yaptım, lütfen beni affedin” dedi.
Ve ilâve etti:
“Şunu daha iyi anladım ki, her kim büyüklerin yanına, ne niyetle gelirse, mutlaka murâdına kavuşurmuş.”