"Ey ahmak nefsim! Sen ne inatçı, ne bencilsin!"
28/03/2023 Salı Köşe yazarı V.T
Amr bin Seleme Nişâbûrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir.
"Ebû Hafs" künyesi ile meşhurdur. Nişâbur’da Kürdâbâd isimli köyde
doğdu. Ubeydullah bin Mehdî Ebyurdî ve Ali en-Nasrabâdî'nin sohbetinde bulunup,
feyz aldı. Bağdât'ta Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri ile görüştü.
Bir defasında Ebû Bekr-i Şiblî hazretlerinin evinde kırk gün
misâfir kaldı. Çeşit çeşit yemeklerini yedi. Ayrılıp giderken yanına
vardığında; "Ey Şiblî! Eğer yolun Nişâbur'a uğrarsa, yanıma gel!
Misâfirperverlik nasıl oluyormuş, sana öğretirim" dedi. Şiblî hazretleri
de; "Ben ne yaptım ki?" deyince; "Başka ne yapacaksın, külfete
girerek çeşitli yemekler hazırladın, civanmertlikte bu yoktur. Misâfir gelince
öyle davranmalı ki, hizmet ederken üzerine bir ağırlık çökmemeli, gittiği için
de ferahlamamalısın! Külfete girdiğinde, gelişi ağır gelir, gittiğinde de
rahatlarsın. Böyle ev sâhipliği olmaz" buyurdu. Bir müddet sonra, İmâm-ı
Şiblî kırk arkadaşıyla berâber Nişâbur'a geldi. Ebû Hafs-ı Haddâd'a uğradı Amr
bin Seleme o gece kırk bir mum yakmıştı. Şiblî bunları görünce; "Bu ne hâl
böyle?" dedi. Amr bin Seleme; "Ne oldu?" buyurdu. Şiblî;
"Külfete girmeyin, demiştiniz. Bu mumlar ne böyle?" dedi. Amr bin
Seleme; "Öyleyse onları söndür" buyurdu. Şiblî, kalkıp hepsini
söndürmeye çalıştı, fakat, birini söndürebildi. Bunun üzerine Amr bin Seleme;
"Sizi Allahü teâlâ gönderdi. Ben de Allah rızâsı için kırk mum yaktım.
Birini de kendim için yaktım. Benim için olanı söndürdün. Allah rızâsı için
olanı söndüremedin. Sen ise Bağdât'ta her yaptığın şeyi benim için yapmıştın.
Seninki külfet oldu, benimki ise külfet olmadı" buyurdu.
Bir sene hacca gitmişti. Dönüşünde, Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin talebeleri karşılayınca, onlara; "Yol hediyem şu sözümdür: Eğer bir arkadaşınız size saygısızlık ederse, onu özür dilemeye teşvik edin! Fakat siz, onun dilediğinden çok özür dileyin. Eğer kırgınlık gitmemişse ve hakkın da kendi tarafınızda olduğuna kanâat getirirseniz, yine arkadaşınızı en güzel bir şekilde özür dilemeye teşvik edin ve siz de özür dileyin! Kırk gün buna devâm edin! Yine kırgınlık gitmezse, o zaman kendinize şöyle deyin: 'Ey ahmak nefs! Ne inatçı, ne bencil, ne vurdumduymaz, ne edepsizsin. Sende azıcık mertlikten eser yok. Kırk gün arkadaşın senden özür diledi de özrünü kabûl etmedin. Ben senden el etek çektim, sen bilirsin, nasıl istiyorsan öyle ol!' buyurdu."