Ayların sultânıyla şereflendik
28/04/2020 Salı Köşe yazarı R.A
Kadir gecesi bütün gecelerin en fazîletlisi, cuma günü günlerin efendisi,
ramazân ayı da, bütün ayların sultânıdır.
Bildiğimiz gibi, bazı mekânlar emsâlinden daha mukaddes, bazı insanlar
akrânından daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran
daha kudsîdir. Kadir gecesi bütün gecelerin en fazîletlisi, cuma günü
günlerin seyyidi (efendisi), ramazân ayı da, bütün ayların sultânıdır.
İslâmın beş şartından biri, mübârek ramazân ayında, her gün oruç tutmaktır.
Oruç, hicretten 18 ay sonra, şabân ayının 10. günü, Bedir gazâsından bir ay
evvel farz oldu.
Peygamber Efendimiz, büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî'nin (radıyallahü
anh) rivâyetine göre, şâban ayının son günü îrâd ettiği bir hutbesinde
buyurdu ki:
“Ey müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu
aydaki bir gece, ki bu Kadir gecesidir, bin aydan daha hayırlıdır (faydalıdır).
Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri
terâvîh namazı kılmak da sünnettir.
Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak
gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir.
Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennet’tir. Bu ay, iyi
geçinmek ayıdır.
Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr
verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O
oruçlunun sevâbı kadar, ona da sevap verilir.”
Resûlullahın bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm dediler ki:
“Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluyu doyuracak kadar zengin değiliz.
Biz bu büyük sevâptan mahrum mu kalacağız?”
Resûlullah (aleyhisselâm), Eshâbına şöyle cevap verdi:
“Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt
ikrâm edene de bu sevap verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri
rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennem’den âzâd olmaktır. Bu ayda,
emri altında olanların [meselâ işçinin, memurun, askerin ve talebenin]
vazîfelerini hafîfletenleri [meselâ patronları, âmirleri, kumandânları ve
müdürleri] Allahü teâlâ affedip, Cehennem ateşinden kurtarır.”
Peygamber Efendimiz hutbesine devamla şöyle buyurdu:
“Bu ayda şu dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini, Allahü teâlâ çok sever.
Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zâten her
zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da, Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem
ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse,
kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.”
Sahîh-i Buhârî’deki bir hadîs-i şerîfte de, Peygamber Efendimiz şöyle
buyurmaktadırlar:
“Bir kimse, ramazân ayında oruç tutmayı farz bilir (vazîfe bilir) ve orucun
sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur.”
Bu ayı, âhireti kazanmak için bir fırsat bilip, elden geldiği kadar ibâdet etmeli, Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Allahü teâlânın gazabına sebep olabilecek bütün kötülüklerden, harâmlardan sakınmak, îmân, ibâdet bilgilerini, harâmları öğrenmek, kul haklarından sakınmak, varsa helâlleşmek, günâhlardan tevbe etmek lâzımdır.