Âlimin yanında sus da ilmin artsın!..
28/04/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
Cahilin yanında
susarsak sabrımız artar. Çünkü cahil saçma sapan konuşur, onu dinlerken
sabretmek zorunda kalırız...
Konuşabilme
kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerdendir. Hayvanların dili, bizim
dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar...
Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz.
Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı
büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...
"Dilin
cirmi küçük ama cürmü büyüktür" demişler atalarımız. İnsanı
cennete de götürür, cehenneme de. Nice insanlar yaptıkları konuşmalarla
öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır. Niceleri de, yaptıkları güzel
konuşmalarla takdir toplamış, yüksek makamlara çıkmış, büyük nimetlere kavuşmuştur... Bunun
için dilimize sahip olmalıyız. Konuşmaya başlamadan, konuşacaklarımızı kontrol
etmeliyiz. Söyleyeceğimiz söz, kendimize veya başkasına bir fayda sağlayacaksa
konuşmalıyız. Konuştuklarımız bir işe yaramayacaksa boşu boşuna konuşmuş oluruz.
Rabbimiz bize bir dil
vermiş, iki de kulak, üstelik dilimizi de iki kilitle kilitlemiş. Dişlerimizle
dudaklarımız. Bu, şu demektir; konuştuklarımızdan daha çok dinlemeliyiz...
Âlimin yanında
susarsak, ilmimiz artar. Cahilin yanında susarsak sabrımız artar. Çünkü cahil
saçma sapan konuşur, onu dinlerken sabretmek zorunda kalırız, bu da bizim
olgunlaşmamıza sebep olur.
Hadis-i şerifte
buyuruluyor ki: (Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse,
konuşmalarına dikkat etsin. Ya doğru konuşsun veya sussun. Çünkü ağızdan çıkan
bütün sözler melekler tarafından kaydedilir ve hesabı da görülür.)
Gereksiz yere
konuşmamalı ve bizi ilgilendirmeyen soruları sormamalıyız... Yolda
karşılaştığımız kişiye nereden geldiğini veya nereye gittiğini de
sormamalıyız. "Falanca adam bizi davet etti" veya "falancaya
gidiyoruz" dese, bizim de tanıdığımız ise "bizi
niçin davet etmedi" diye ona güceniriz...
Dünyada iken
birbirimize çok soru soruyoruz. Mesela; "adın nedir, kaç
yaşındasın, ne iş yapıyorsun, tahsilin nedir, yabancı dilin var mı, evli misin,
kaç çocuğun var?" gibi birçok soru... Kabre girdikten sonra
sorular teke iner: "Amelin nedir?"
Cehenneme girenlerin
çoğu dillerinden dolayı girerler. İnsanoğlunun hiçbir organı dili kadar iyi ve
dili kadar kötü ve tehlikeli olamaz.
Nasıl ki dünya hırsı
ile dolu olan bir kimse, helâl, haram ayırt etmeden ne bulduysa cebine ve
midesine indirirse; aynen bunun gibi çok konuşmayı seven kimse de doğru-yanlış
demeden aklına gelen her şeyi yerli, yersiz konuşur. Bundan çok pişmanlık
ve sıkıntı görür, ama nafile!..
Atalarımız ne güzel söylemiş: Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz...