Allah'a ve Resûlüne karşı gelmen sana yakışmaz!
28/05/2024 Salı Köşe yazarı V.T
"Resûlullah efendimiz, (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetine
haksızlık edenlerin hasmıdır."
Mürrî hazretleri Tâbiîn devrinde Basra'da yetişen
meşhûr hadîs ve fıkıh âlimi ve velîlerindendir. Adı, Sâlih bin Beşîr
el-Basrî'dir. Basra'da doğdu. Orada ilim öğrendi. Hadîs, fıkıh ve kırâat ilmlerinde
yüksek bir âlim oldu. Tâbiînin büyüklerinden Muhammed bin Sîrîn, Bükeyr bin
Abdullah, Hişâm bin Hısân, Katâde bin Diâme ve daha pek çok âlimden ilim aldı
ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. 792 (H.176) târihinde Bağdat'ta vefât etti.
Hâlife Mehdî kendisini Bağdat'a dâvet edip getirtti. Halîfenin huzûruna varınca
ona nasîhat olarak buyurdu ki:
"Ey müminlerin emîri! Şimdi sana bâzı
tavsiyelerde bulunacağım. Yalnız sabretmenizi ve tahammül göstermenizi tavsiye
ediyorum. Çünkü Allahü teâlâya en yakın kul, yapılan acı nasîhatlere bile
tahammül edip, kabûl edendir. Resûlullah efendimize yakınlık isteyenlere
yakışan, O'nun güzel ahlâkı ile ahlâklanması ve O'nun yüce sünnetine
sarılmasıdır...
Ey müminlerin emîri! İşlerinde çok dikkatli ol ve
Allahü teâlâdan kork! Sana Allahü teâlâ ilim ve anlayış vermiştir. Bu bakımdan
huzûr-ı ilâhîde "Bilmiyorum" diye mâzeret beyân edemeyeceksin.
Ey müminlerin emîri! Resûlullah efendimiz “sallallahü
aleyhi ve sellem”, ümmetine haksızlık edenlerin hasmıdır. Kim Resûlullah'a hasım
olursa, Allahü teâlâ da o kimseye hasım olur. Allah'a ve Resûlüne karşı
gelmesinden dolayı o kimseye, kurtuluşuna mâni olan engeller hazırlanır. Böyle
olunca yarın kıyâmet gününde, ayağını sağlam yere basmak istiyorsan, Allahü
teâlânın kitâbına (Kur'ân-ı kerîme) ve Resûullah'ın sünnet-i seniyyesine sarıl!
Bunun için, günahlarını, yaptığın haksızlıkları tekrarlamak sûretiyle, Allah'a
ve Resûlüne karşı gelmen sana yakışmaz. Ben, bu nasîhatimi sana Allah
rızâsı için yaptım. Senin de bunlara kulak verip sarılman lâzımdır."
Kendisi şöyle anlatıyor: Bir gün
kabristana gitmiştim. Mezarlara bir baktığımda, dilsiz, sâkin ve sessiz bir
topluluk gördüm ve onlara şöyle seslendim: "Cesetlerinizi ve ruhlarınızı
birbirinden ayırdıktan sonra birleştirecek ve uzun bir imtihandan geçirdikten
sonra sizi diriltip haşredecek olan Allahü teâlânın şânı ne yücedir!.."
Bir gün hanımına felç gelmişti. Ona Kur'ân-ı
kerîm okuyarak duâ etti ve hanımı iyileşti. Sevdiklerinden biri gelip "Bu
nasıl olur?" diye hayretini belirtince, ona; "Allah'a yemin ederim
ki, bir ölünün üzerine Kur'ân-ı kerîm okundu da, ölü dirildi desen, aslâ buna
bile şaşmam!" dedi.