"Benim hâlim, muhakkak o zâta malûmdur”
28/06/2022 Salı Köşe yazarı A.U
Mevlânâ Hâlid-i
Bağdâdî hazretleri zamanında bir vâli, Abdülbâki adında bir kimseyi, Bağdat'a
vazifeli olarak göndermişti.
Abdülbâki Efendi,
Bağdat'ta bir ay kaldı.
Ve parası bitti.
Sıkıntıya düştü!
Hiç tanıdık kimse de
yoktu Bağdat’da.
"Kimden borç para
alabilirim?" diye düşünürken, Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini
hâtırladı.
Çok ferahladı ve;
"O, Allahın velî
kuludur. Benim hâlim, muhakkak o zâta malûmdur” diye düşündü
Kalktı ve giyindi.
O velî zâta gidecekti.
Tam o anda kapısı
çalındı.
Açtığında kapıda biri
vardı.
Fakat onu tanımıyordu.
Merakla sordu:
“Buyurun, kimi
aradınız?”
“Abdülbâki Efendi siz
misiniz?”
“Evet benim.”
Elindeki keseyi ona
uzatıp;
“Hâlid-i Bağdâdî
hazretlerinin size selâmları var. Belki parasız kalmıştır. İşbu hediyemizi
lütfen kabul etsin buyurdular” dedi.
Ve keseyi ona verdi.
Sonra “İzninizle” dedi.
Ve ayrılıp gitti.
Abdülbâki Efendi saydı
parayı.
Tam yirmi bin altın vardı.