“Bir işâret buyur, kâfi"
28/09/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî hazretleri, fakîrâne bir hayat
yaşardı.
Hâlbuki Sultân emrini bekliyordu.
“Bir işâret buyur, kâfi" diyordu.
O yine kimseden bir şey istemezdi.
Mübârek hanımı, bakkaldan borç olarak bir şeyler almak istediğinde;
bakkalın hanımı onu üzecek şeyler söylemişti.
O akşam, beyi eve geldi.
Onu üzüntülü gördü.
Ve sebebini sordu.
O da, olanları anlattı.
Büyük velî buyurdu ki:
“Hanım, şu odaya gelir misin!”
Ve birlikte girdiler odaya.
Odanın köşesini gösterip;
“Bak hanım, ne zaman istersen, (Besmele) okumak şartıyla burada istediğin
kadar (kâk) bulursun” buyurdu.
Onun (kâk) dediği şey (kek) yâni, (ekmek) idi.
İsminin sonundaki (Kâkî) kelimesi de bu vaka üzerine
söylenmiştir.
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde;
"Bir kimse ibâdetlerini kusurlu görünce, bunların kıymeti artar.
Böylece kabul edilmeye lâyık olurlar. Siz de iyiliklerinizi kusurlu görmeye
çalışınız" buyurdu.
Dinleyenler dediler ki:
"Ama bu çok zor efendim."
Büyük velî;
"Evet zor, ama kendini beğenmek felâkettir. Allahü teâlâ hepimizi bu felâketten korusun" buyurdu.